• Aydın18 °C

Oktay TOROS / Köşe Yazarı

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Oktay TOROS / Köşe Yazarı

HAYATIN İÇERİSİNDEKİ RENK MOTOSİKLET

30 Ağustos 2011 Salı 23:04

İnsanoğlu hayata gözlerini açması ile birlikte yaşam mücadelesine başlar.. Bu mücadele genelde yaşam son bulana kadar devam eder. Gençlik yılları aslında en kolay dönemdir eğitim süreci ile başlar, iş hayatına atılma ile devam eder... Hayatın akışı artık hızlanmıştır.. Evlenirsiniz evliliğin ardından çocuklarınız olur.. Bu süreçten sonra artık hayatı başkaları için yaşamaya başlarsınız.. Eşiniz ,çocuğunuz yada çocuklarınız vardır hayatınızda. Bu arada onların yaşam koşullarını daha iyi zemine oturtmak için daha fazla çalışır daha fazla kendinizden fedakarlıkta bulunursunuz.Yaşamınız bu döngü içerisinde devam ederken çocuklar büyür ve her geçen gün onlarla birlikte sizin sorumluluklarınızda artar. İnsanlar genelde bu süreç i çok uzun yılları kapsamasına rağmen farkında olmadan geçirir. Genelde kırklı yaşlara gelindiğinde sorgulama dönemi başlar. İşte o zaman başlar geçmişi ve geleceği sorgulamak. Geçmişte verdiğiniz mücadelelere bakarsınız ve bundan sonra hayatınızda yaşayabileceğiniz süreye. Çevrenizde var olan sevdikleriniz , ananeniz , dedeniz, babanız ,anneniz , hatta birlikte oturup sohbet ettiğiniz dostum diyebileceğiniz kişilerden ayrılanlar olmuştur bu dünyadan.. Bu dönem panik dönemidir artık hayata farklı bakmaya başlarsınız. Kalan sürenizi hesaplarsınız. Yaşıtlarınızla yaptığınız sohbetlerde genelde konular sağlık konularıdır. Bu arada iç dünyanızda geçmişle ilgili keşkeler sorgulanır.. Bencil duygularınız dışa vurmaya başlar.Kendim için ne yaptım ne yapıyorum dersiniz. İşte tam bu zamandır hayatınızda radikal kararlar alma zamanı.Kendinizi biraz daha fazla düşünür olursunuz.. Kimi spor a başlar ,kimi denizlere açılmak ister, kimi biniciliğe özenir, kimi de benim yaptığım gibi motosiklet sahibi olmak ister.. Motosikletle monotonlaşan hayatına renk getirmek ister.

Gençlik yıllarımda kullanmış olduğum ve çok sevdiğim motosikleti şartlar ve önceliklerim gereği uzun yıllar binemesem de, içimde bir gün tekrar kavuşacağım hayali vardı. İki teker in üzerinde seyahatin ne kadar güzel olduğunu bildiğim için , hep yolda rastladığım, trafik ışıklarında yan yana geldiğim motosikletle seyahat edenlere iç çekerek bakmışlığım ondandı. İçimdeki bu isteği sesli olarak dile getirmeye başladığımda ailem dışında hep olumsuz tepkiler aldım. Genelde iki teker güven olmaz ailen çocukların var gibi bilindik tepkilerdi. Fakat ben değilmiydim artık kendimi düşünecek olan,egolarımı tatmin edecek olan. Başkalarının değil kendi isteğimin önemli olduğunu düşünerek ilk motosikletimi satın aldım.. Bir anda dünyam değişmişti. Motosikletimin üzerinde kendimi çok mutlu hissediyordum. Hafta sonlarını iple çeker olmuştum. Kendime güzergahlar buluyor motosikletim ve eşimle hafta sonları yakın çevremi tekrar keşfediyordum. Daha önce bir çok kez gittiğim yerler gözüme daha güzel geldiği gibi yakın olmasına rağmen hiç gitmediğim ve görmediğim yerleri görmüş ve bugüne kadar neleri kaçırdığımın farkına varmıştım.

Bu süreçte motosikletimi değiştirmiştim. Kendime uzun yollarda daha rahat edeceğim daha fazla eşya taşıyıp her türlü yol şartlarında seyahat edebileceğim bir motosiklet satın aldım.Artık dağ yollarında , asfaltta aynı konforda seyahat edebileceğim enduro bir makine sahibi olmuştum.. Artık macera dolu seyahatler beni bekliyordu. Bununla birlikte arkadaş çevremde değişmişti.Artık gezilere onlarla birlikte çıkıyorduk.. Çevremde her geçen gün motosiklet sayısı artmaya başlamıştı. Sonrasında Türkiye’nin her ilinde var olan bir motosiklet kulübünü Aydın da kurma kararı aldık. Kurduğumuz kulübün ismi Rüzgar Avcıları olmuştu. İnternette forum sayfası açtık ve bu forum sayfamızda motosikletle ilgili eğitici bilgilerle birlikte gezi fotoğraflarımızı yayınlamaya başladık. Türkiye’nin her yerinden hatta yurtdışından üyelerimiz olmuştu. Bu sayede bilgi dağarcığımız gelişiyor bilmediklerimizi öğreniyor bilgilerimizi paylaşıyorduk. Aydın da motosiklet kullanıcılarına ayırt etmeksizin ilk yardım eğitimi verdik. Sonrasında bunu ileri sürüş eğitimi ile perçinledik. Bu anlamda tüm motosiklet kullanıcılarını bilinçlendirme misyonunu da üstlenmiş olduk.

Artık bir çok konuda bilinçlenmiştik. Kendimize daha uzun kilometreli rotalar bulmaya başladık. Gurup olarak ilk uzun gezimizi batı Karadeniz e yaptık. Çok heyecanlıydı Aydın dan çıkış Bolu Abant ta varış ilk gün yaklaşık dokuz yüz kilometre. Bizim için hayali yaşıyorduk.

Bolu dan sonra Akçakoca ,Amasra ,Sinop ;Safranbolu,Zonguldak ve Ankara sonrası Aydın.

Bu gezi bizim üzerimizde müthiş güven oluşturmuştu. Gezi sonrası defalarca fotoğraflarımıza bakıp anılarımızı anlatıp keyfini çıkartıyorduk. Ertesi yıl hedefler büyütülmüştü. Bir kısmımız doğu Karadeniz e giderken bir kısmımız Ürdün e gidecekti. Bu ilk yurt dışı gezimiz olacaktı. Biz neler konuşuyorduk yurt dışı çok ütopikti. Ben doğu Karadeniz i tercih ettim. Aydın dan çıkıp Amasya , Samsun, Trabzon ve Sarp sınır kapısına kadar gidip oradan Erzurum , Kayseri Nevşehir Konya ya ve gezi Aydın da son bulmuştu. Yaklaşık 5000 km yol yapmıştık. Diğer arkadaşlar da Suriye Ürdün gezisini sağ salim bitirmişlerdi. Herkes birbirine gezdiği gördüğü yerleri anlatıyordu. Arkadaşların yurt dışı gezisi beni daha da kamçılamıştı. Artık hedefimde yurt dışı vardı. Planlar yapıldı rotalar tartışıldı ve yurt dışı gezimizi İtalya olarak belirledik. Müthiş heyecanlıydık, yola çıkacağımız sabahın gecesinde gözüme uyku girmiyordu. Beklenen an geldi beş motor yola çıktık.. İpsala üzerinden Yunanistan oradan İtalya tüm İtalya yi gezdikten sonra Slovenya , Bosna , Hırvatistan ,Arnavutluk ,Makedonya tekrar Yunanistan sonucunda evimizdeydik.. Bu gezide de 7500 km civarında yol kat etmiştik. Artık bizi kimse durduramıyordu. Sonraki yıl Suriye Ürdün ve Lübnan a gittik. Artık doymuyorduk hemen yeni rotalar düşünülüyordu. Bir sonraki yıl Gürcistan ve doğu Karadeniz i gezdik. Bu yıl ise Bulgaristan Makedonya Sırbistan Hırvatistan Arnavutluk ve Yunanistan ı içine alan Balkan turunu bitirdik.Önümüzdeki yılın planlaması da şimdiden başladı.

Bu süreçte yaşanılan öyle güzel anılarımız var ki eminim ileride torunlarımız bu anıları bizim ağzımızdan zevkle dinleyecek. Belki onlarda motosiklet sevdalısı olacak, belki yelken tutkunu, belki fotoğrafçı, belki bisiklet tutkunu. Bir konuda eminim, çocuklarım yada torunlarım ben sağ olmasam da kendileri için zevk aldıkları, onları hayata bağlayan bir hobi sayesinde daha mutlu yaşayacak. Bu sayede işlerine daha sıkı sarılacak.

Ne diyorsunuz sizin hala bir hobiniz yokmu ? Sizi hayata bağlayan bir uğraş peşinde koşmuyor musunuz? Yarın her şey için çok geç olabilir. Hayata sarılın hiç durmadan çalışın ancak hayatın çok kısa olduğunu da hiç ama hiç unutmayın.. Kendinize önem verin.. Hepinize sağlıklı ve mutlu yaşamlar. 

www.aydinozel.com Oktay TOROS  Köşe Yazarı

292652_3503821951193_1652543288_n-001.jpg

Bu yazı toplam 104433 defa okunmuştur.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Aydın Özel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0544 8148480 | Haber Yazılımı: CM Bilişim