• Aydın16 °C

Halil KANARGI / Köşe Yazarı

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Halil KANARGI / Köşe Yazarı

İZMİRİN İŞGAL EDİLDİĞİ GÜN

23 Eylül 2011 Cuma 12:43

Güzel Aydınımızın güzel insanları..

      Bu yazımda okuyacaklarınız aslında Tarih kitaplarındaki yalanların bizlere uzun yıllar nasıl yutturulduğunun ve ayni zamanda Tarihimizin çok doğru öğrenilmesinin               * Dostumuzun Düşmanımızın bilinmesinin * ne kadar önemli olduğu gerçeğinin altını bir kez daha çizilmesi açısından ve daha da önemlisi Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşları olarak üzerimize düşen vatandaşlık sorumluluğumuzu tam olarak yerine getiremediğimiz gerçeğinin tokat gibi yüzümüzde patlaması açısından çok mu çok önemli.

 

Orijinal Fotoğraflar – Orijinal yazıları ve Altında Türkçeleriyle

 

1.RESİM

 

Landing of Greek soldiers at the docks. Smyrna  1919

İzmir’in Yunan Askerlerince İşgal edildiği gün.(15 Mayıs) 1919 yılı

Landing of Greek soldiers at the docks. Smyrna  1919

 

 

 

 

 

 

 

2.RESİM

 

Bu fotoğraflar , basın dahil ilk kez yayımlanmaktadır.

NACI KAPTAN 18.12.2007

AMERİKAN BAYRAĞI

Chief General Leonidas Paraskevopoulos & Metropolitan of Smyrna Chrysostomos speak to people of Smyrni from the balcony of the Metropolitan mansion

 

 

   

     İzmir’i, padişah Vahdettin'in askerimize verdiği “DIRENMEYIN” talimatından sonra, rahatça işgal etmiş olan Yunan birliklerinin İzmir’de rıhtıma çıkışları ve Yunan işgal kuvvetleri başkomutanı General Leonidis Paraskevopoulos ile azılı Türk düşmanı, Yunan’lı İzmir Metropoliti papaz Chrysostomos ile birlikte hükümet binasının balkonundan birlikte konuşma yaparlarken çekilmiş olan fotoğraflarını sunuyorum 

 

 

Fotoğrafları sizlerle paylaşma nedenim ise ;

Lütfen balkona asılmış olan bayraklara dikkatle bakiniz .

İtalyan,İngiliz,Yunan bayraklarının yanında ,"çizgileri ve yıldızlarıyla"

çok iyi bilinen bir başka bayrak daha var ;

------AMERİKAN BAYRAĞI------

 

 

3.RESİM

I. DUNYA HARBINDE savaştığımız ülkeler arasında ABD var mıydı ?

Cephede , ABD yok idi fakat perde arkasında Türkiye’nin işgalinde baş aktörlerden birisi de ABD idi...

Hulki CEVİZOĞLU  yazmış olduğu " İşgal ve Direniş (1919 ve Bugün)"

isimli  kitabında şöyle diyor ;

 

"kitabımı yazarken, çok ilginç bir gerçekle karşılaşmıştım. 
1919
'da ülkemizi işgal eden sömürgecilerin başında ABD'yi gördüm!.. 
Oysa, hiçbirimiz okul yıllarından bu yana ABD (Amerika Birleşik Devletleri) adını duymadık!.. İşgalci ülkeler olarak Yunanistan, İngiltere, Fransa ve İtalya
'yı biliyor, onların yaptıklarını okuyorduk. 
Sanki, 
"gizli bir el" (!) resmî tarih kitaplarımızdan ABD adını kazıyıp, çıkarmıştı!.."

 

 

 

 

Dağlarda tek tek ateşler  yanıyordu. 
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki 
şayak kalpaklı adam nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden güzel, rahat günlere inanıyordu ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında, 
birdenbire beş adım sağında onu gördü. 
Paşalar onun arkasındaydılar. O, saati sordu. 
Paşalar : «Üç,» dediler. 
Sarışın bir kurda benziyordu. 
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı. 
Yürüdü uçurumun başına kadar, eğildi, durdu. 
Bıraksalar ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak Kocatepe'den Afyon Ovası'na atlayacaktı.    N.H.RAN

 

 

 

 

 

 

    Biz eskilerin deyimiyle “”Haydi şimdi BEYİN CİMNASTİĞİ yapalım.” Yada yeni neslin kullandığı haliyle, şimdiki adıyla BEYİN FIRTINASI yapalım...

    Acımasız sorular yöneltelim kendimize..

    Sorgu yargıcı gibi davranalım kendimize..

    Acıma hislerimizi ortadan  kaldırarak soralım..

    Kol kırılır yen içinde kalır misali….

 

Sorulara geçmeden öğütlere bakalım.

ÖĞRETMENLER, YENİ NESİL SİZLERİN ESERİ OLACAKTIR… M.K.ATATÜRK

 

    Ben 1974-1977 İzmir Buca Lisesinde okudum.. Bana hiçbir öğretmenim tarafından AMERİKANIN Türkiye’yi, benim cennet vatanımı İşgal eden ülke olduğu anlatılmamıştı. Bu gerçekleri gizleme lüksü kime ait. Okumayan, yazmayan, tarihini araştırmayan adına öğretmen dediğimiz kitle.

     Milli Eğitim Bakanlığı TALİM ve TERBİYE KURULU üyelerinin kabul ettikleri yalancı tarihi okutanlar mı, doğrusunu arayıp bulma ve hatta yanlışları eleştirme zahmetine katlanmayan kitle mi. (Memleket meselelerine sahip çıkan öğretmenlerimize ve bu işler için zaman ayırıp doğruyu savunan anlatanlara bir sözüm olamaz ve önlerinde saygıyla eğilirim.)

    O kadar yanlışlarla dolu öğreniyoruz ki tarihimizi, televizyonlarda tiyatrosu oynanan ve gerçek İMAM kıyafetiyle sahnelenen ama yaptığı iş Süt satmak olan İmam adındaki Kahraman Maraşlı bir yiğit türk gencinin Ermeni askerleri tarafından yaşmağı açılmak istenen kadının feryatları üzerine çekip silahını Fransız Ordusu Mensubu Ermeni askerleri vurma olayında bile dini istimrar aracı yapanlara SÜTÇÜYÜ İMAM yapanlara çanak tutmaktan öteye geçmeyen, doğruları kırılmış bir milli eğitim tedrisatı yapılanmasını sorgulamayanlar haline gelmemiz ne kadar acı.

     Ne yapıyoruz bizler.. ha ne dersiniz? Değerli Aydınlılar.

      Ben 1986 yılında Aydın’a geldim ve Kadastro Müdürlüğünde Fen Memuru olarak göreve başladım. Aydın Merkez Karaköy köyü, Aydın Merkez Yukarı Kayacık Köyü ve Aydım Merkez İlçe Ortamahalle Kadastro çalışmalarını yaptım. Aydın Merkez Karaköy köyünün Kadastro Çalışmalarını 5 ağustos 1986 ila 15 Ocak 1988 tarihleri arasında tamamladım. Üstelik o köyde bir buçuk yıl yatılı kaldım. Öylesine ki bu gün bile benim ikinci köyüm Aydın ili Merkez İlçe Karaköy köyü derim.

    Arazisini karış karış dolaştığım o köyde, Yunanlılar tarafından şehit edilen insanlarımızın mezarlarını da gördüm. Köyü çevreleyen dağların hemen her yerinde köşesinde böyle bir yeri bulmak, burada şunlar öldürüldü, burada bunlar öldürüldü diyen birini bulmak bu gün bile zor değildir.

    Ne acıdır ki birbirimizi yemekten bıkmadık usanmadık. Bizleri, Büyük Türk Milletini kamplara bölme çalışmalarına bilerek ya da bilmeden destek veren, o kadar çok cahil insanımız var ki.

   Bunun sorumlusu kimler..

  • Yalancı tarih kitapları mı?
  • Araştırma yapmak için, geçmişimizde bize öğretilmeyen bir şeyler var mı acaba? Merakını taşımayan öğretmenler mi? Akademisyenler mi? Profesörler mi?
  • Her şeye para ayıran ama iş araştırmaya, doğruyu aramaya geldiği zaman kaynak yaratılmayan bir ülke yapılanması mı?
  • Yoksa bizlere düşmanı dost gösteren iç dinamikler mi?
  • Ne? ne? ne?

 

 

      Bakın Yüce Kurtarıcımız Mustafa KEMAL ATATÜRK, kime, niçin düşmanmış ve bu konuda ne öylemiş…

● Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî, hususî ve resmî hayatımın her safhasını yakından bilenler bu aşkım malumdur. Bence bir millete şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu saydığım vasıflara, çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim. Ben yaşabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. Bu sebeple milli bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri icap ettirirse, insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet icabı olan dostluk ve siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. ANCAK, BENİM MİLLETİMİ ESİR ETMEK İSTEYEN HERHANGİ BİR MİLLETİN, BU ARZUSUNDAN VAZGEÇİNCEYE KADAR, AMANSIZ DÜŞMANIYIM……

----------------------

ÖĞRETMENLERİMİZE DEDİKLERİ…..

* Muallimler! Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğiticileri, sizler yetiştireceksiniz, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle mütenasip bulunacaktır.

● Ordularımızın kazandığı zafer, sizin ve sizin ordularınızın zaferi için yalnız zemin hazırladı... Gerçek zaferi siz kazanacak ve devam edeceksiniz ve mutlaka başarılı olacaksınız. 

● Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneği kazanmamıştır.

      Her şeyimizi borçlu olduğumuz öğretmenlerimize Büyük Milletimizin geçmişi ve geleceğinin doğru araştırılıp, doğrunun öğretilmesi konusunda büyük görevler düşmektedir. Memleketimizi karşı karşıya kaldığı tehditler olan ERMENİ MESELESİ—KIBRIS MESELESİ—BÜYÜK ORTADOĞU MESELESİ---KAFKASYADA OLAN BİTENLER—KARADENİZ MESELESİ vs. saymakla bitmeyen bu konularda Büyük Milletimiz aydınlatmak için özverili çalışmaları yapmak sorumluluğunu taşımalıdırlar. Türk Gençliği Amerika Birleşik Devletlerinin ülkemizin Yunanlılara işgal ettiren bir ülke olduğunu MİLLİ TARİH kitabından öğrenmelidir.

    Haydi görevimizin başına.

GÖREVİNİ EN İYİ YAPAN, VATANINI EN ÇOK SEVENDİR.

Saygılarımla.  28.08.2008

www.aydinozel.com    Halil KANARGI

Bu yazı toplam 101271 defa okunmuştur.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Aydın Özel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0544 8148480 | Haber Yazılımı: CM Bilişim