• Aydın17 °C
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
CHP Aydın Milletvekili Bülent TEZCAN Söke’de Panelde Konuştu
16 Şubat 2017 Perşembe 01:14

CHP Aydın Milletvekili Bülent TEZCAN Söke’de Panelde Konuştu

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ve Aydın Milletvekili Bülent TEZCAN Söke'de Bir Panele Katıldı.TEZCAN, partisinin neden hayır diyeceğini anlatan bir konuşma yaptı.

CHP Aydın Milletvekili Bülent TEZCAN Söke’de bir panelde konuştu. TEZCAN meclisten geçen ve 16 Nisan’da halk oyuna sunulacak olan anayasa değişiklik teklifine CHP olarak neden hayır dediklerini anlatan konuşmasında şunları ifade etti:

Bülent TEZCAN : Aslolan Bizim Gibi Düşünmeyenlerin Kanaatlerini Değiştirmek

Şimdi size düşüncelerimi iki ana eksende açıklayacağım. Birincisi biz bu anayasa değişikliğine neden karşı çıktık? Bunu söylerken sizi ‘hayır’a ikna etmek için konuşmuyorum. Ben biliyorum ki buraya gelen herkes hayır diyor. Birbirimizi ikna edip birbirimize gaz vererek iş yapmış gibi görünmek niyetiyle burada değilim. Aslonan bizim gibi düşünmeyip, ‘evet’e eğilimli olanların kanaatlerini değiştirmek. Bunun için de önce niye itiraz ettiğimizi, basit, anlaşılır ve sistematik bir biçimde bizim bilmemiz lazım. Önce otuz soru ve otuz cevapla bunu açıkladık. Bu biraz uzun. Mümkün olduğunca kısa bir şekilde anlatmak istiyorum. Bu niyetle niye hayır dediğimizi yirmi maddeyle bir kere daha anlattık. Sonra bu yirmi maddeyi on maddeye indirdik. Dikkat ederseniz bunların hiçbir yerinde parti amblemi yoktur. Çünkü bu mesele CHP’nin tek başına meselesi değildir.

Bülent TEZCAN : İnsanlara Giderken Üslubumuz Önemli

İkinci mesele ise bu değişikliği nasıl anlatacağımızla ilgilidir? Niye karşı olduğumuz kadar evet eğiliminde olan insanlara giderken hangi üslupla gideceğiz bu önemli. Bunları yapmadıktan sonra biribirimizi oyalarız. Bir ülkede anayasalar değişmez diye birşey yoktur. Anayasalar değişir. Anayasalar toplumsal mutabakatla değişir; iyi yönde değişir ya da kötü yönde değişir. İyi yönde değişirse iyidir.

Bülent TEZCAN : Şu Anda Yapılan Değişiklik, İhtiyaç Olan Değişiklik Değil

Şimdi mevcut anayasası darbe anayasası diyorlar, 117 kez değişti bu anayasa. 12 Eylül rejimin parlementer sistemi sakatladığı bu anayasada değişikliğe ihtiyaç var. Ama bu ihtiyaç, şu anda yapıldığı şekliyle bir ihtiyaç değil. Bu ihtiyaç parlamenter sistemi güçlendiren, TBMM’yi  güçlendiren, cumhurbaşkanlığı yetkilerini sınırlayan, yargıyı gerçekten de tam bağımsız bir hale getiren bir anayasa değişikliği olmalı. Bugünkü değişiklikte bunlar var mı? Bırakın bunların olmasını bunun kenarından bile geçmiyor.

Bülent TEZCAN : Rejimin Adının Cumhuriyet Olması Tek Başına Yetiyor mu?

Bu anayasa değişikliği ile rejim değişiyor. Bu çok net, bunu söyliyeyim. Şimdi diyorlar ki ne rejim değişmesi, cumhuriyet değil mi? Cumhuriyet 1923 yılında kuruldu, bu problem bitti, rejim değişmiyor diyorlar. Rejimin adının cumhuriyet olması tek başına yetiyor mu? Cumhuriyetin ayırıcı özelliği egemenliğin millette olmasıdır. Egemenliğin millette olmasının yolu da sadece sandıktan geçmiyor. Seçildikten sonra o devletin güçlerinin ayrılması, denge ve denetim mekanizmalarının kurulmasından geçiyor.

Bülent TEZCAN : Egemenliğin Millette Kalmasının Güvencesi Denge ve Denetlemedir

Devletin güçleri bir kurumun bir kişinin elinde toplanırsa, orada millet egemenliği olmaz. O kişi seçimle gelse de olmaz. Çünkü egemenliğin millette kalmasının güvencesi, güçlerin birbirini denetleyebilmesidir, dengeleyebilmesidir. Onun için adının cumhuriyet olması tek başına rejimin değişmediği anlamına gelmiyor. Libya’da, Irak’ta, Suriye’de, İran’da da cumhuriyet var. Adı cumhuriyet. Bizim cumhuriyetimiz öyle bir cumhuriyet mi? Bizim cumhuriyetimiz millet egemenliğine dayalı bir cumhuriyet. Onun için bunu istiyoruz, bunu güçlendirmeye çalışıyoruz. İşte bu getirilen sistem bunu ortadan kaldırmaya çalışıyor. Tek adam rejimi yaratıyor. Şimdi diyorlar ki sandıktan çıkmıyor mu o kişi? Sandıktan çıkması yürütme ya da yasama yetkisini eline alması demek. Hepsini değil.

Bülent TEZCAN : Meclisin Onay Yetkisi Olmayacak

Şimdi bu sistem nasıl olacak? Başbakanı kaldıracaklar. Şimdiki anlamıyla bakanlıkları kaldıracaklar. Bunun yerine bütün yürütme bir kişinin elinde toplanacak. Kimin, başkanın. Hükümet bir kişinin elinde olacak. Şimdi o bir kişi, hükümet yetkisini aldığı zaman bütün bakanları istediği gibi atayabilecek. O bakanları isterse ertesi gün değiştirebilecek. Meclisin hiç onay yetkisi olmayacak. Ben dışişleri bakanı atadım diyecek. Meclis onunla ilgili bir güven oyu vermeyecek.

Bülent TEZCAN : Milletvekilleri Hükümette Görev Yapan Bakanı Denetleyemeyecek

 Bakan görevi sırasında yanlış yaptı kötü yönetti diyelim. Meclis gensoru verebilecek mi, hayır. O da yok. Başkanın insafında. Başkan kötü yönetti der ve indirirse indirecek, almazsa göreve devam edecek. Siz milletvekillerini seçip yollayacaksınız. O milletvekilleri hükümette görev yapan bakanı denetleyemeyecek. Seçilen başkan ben hiç bakan tayin etmiyorum diyebilir. Bakanlıkların hepsi benim diyebilir. Buna engel yok. Hiç bakan atamadım diyebilir. Bunun yanında ben 100 tane bakan atıyorum da diyebilir. Meclisin bunda hiçbir söz hakkı yok.

Bülent TEZCAN : Bu Yetkiler Kimde Olursa Olsun Onu Bozar

Bir kişiye bu kadar alan, bu kadar yetki verilir mi? O seçilen kişi Söke’deki, Aydın’daki teşkilatların nasıl olacağını belirleyebilir. Söke’deki nüfus müdürlüğü olacak mı olmayacak mı, bunu tayin eder. İsterse 5 tane ili bir araya getirir. Bu 5 tanesinde bir tane Milli Eğitim Müdürlüğü kurulacak diyebilir. Bu kadar devleti istediği gibi belirleyebilme yetkisi veriliyor. Bu Amerikan Başkanı’nda bile olmayan yetkileri verdikleri başkan aynı zamanda bir partinin genel başkanı olacak. Sizden birşey istiyorum. Bu meseleyi sakın ola ki Recep Tayyip ERDOĞAN ekseninden düşünmeyin. Kim olursa olsun? Bu yetkiler kimde olursa olsun onu bozar. Böyle denetimsiz bir güç beni de bozar.

Bülent TEZCAN : Partili Cumhurbaşkanı Milleti Temsil Etmez

 Şimdi düşünün ki bir cumhurbaşkanı %50 ile seçiliyor. İkinci turda seçilirse katılım oranı düşük olursa %40 ile de seçilebilir. Şimdi bu cumhurbaşkanı bir partinin genel başkanı olacak. Şimdi cumhurun başkanı bütün milleti temsil edecek, devletin sigortası olan birisi, bir partinin genel başkanı olursa milletin cumhurbaşkanı olamaz. Sadece o partinin cumhurbaşkanı olur. O partiye oy vermeyen vatandaşlar, onu kendi cumhurbaşkanı gibi görebilir mi? Tarafsızlık onun için getirilmiş. Onun için anayasada tarafsızlık üzerine yemin ettirilmiş. Bugünkü parti diye bakmayın. Hiç farketmez. Bugün sizin oy vermediğiniz bir partinin genel başkanı, yarın da bir başkası, değişen birşey yok.  Milleti temsil etmez. Milletin birliğini dinamitleyecek başka birşey bulamazsınız.

Bülent TEZCAN : İyi Yönetimin,Demokrasinin Ölçüsü Kuvvetler Ayrılığıdır

Partili cumhurbaşkanı, aynı zamanda partili olmanın avantajını kullanarak yasamayı da belirleyecek. İyi yönetimin demokrasinin ölçüsü kuvvetler ayrılığıdır. Ne demek kuvvetler ayrılığı? Devletteki güçler birbirini, denetleyecek ki, vatandaş ezilmesin. Yani hükümet vatandaşı ezerse yargı hükümete dur diyecek, meclis hükümete dur diyecek. Kuvvetler ayrılığı laf olsun diye ortaya konulmamış. Günlük yaşamın içinde bizi doğrudan ilgilendiren birşey.

Bülent TEZCAN : Başkanla Meclis Aynı Gün Seçilecek

Şimdi bunun sonuçlarını bir düşünün bakalım. Partinin genel başkanı milletvekili listesi yapıyor. Milletvekili kim, meclis. Yasama organı. Hükümeti denetlesin diye seçtiğin milletvekilleri. Bunu kim yapıyor. Hükümetin başına geçecek kişi yapıyor. Listesini yapıyor seçime giriyor. Daha sonra meclisle başkan aynı gün seçilecek denmiş. Şimdi bu size basit birşey gibi gelebilir. Size bunun getireceği şeyi söyleyeyim. Aynı gün seçilmesinin sebebi başkanın istediği siyasi parti mecliste çoğunluk olsun diyedir.  Yani başkan genel başkan olarak listeyi versin, millet hangi partiden başkan seçiyorsa millet o partiyi sandıkta seçsin, mecliste çoğunluk haline getirsin. Amerika’da böyle mi, hayır. Orada başkan ayrı gün seçilir, meclis ayrı gün seçilir. Niye çünkü millet başkanı seçerken bir düşünceyle hareket edip seçti. İki sene sonra aklı değişir, fikri değişir, başkanla ilgili yanıldığını anlar. Ve o fikre göre bir yeni meclis oluşturur. O meclis başkanın kulu olmaz. Başkanı denetler. Yürütmeyi denetler. Aman nolur nolmaz diyerek seçimi aynı gün yapacağız diyorlar.

Bülent TEZCAN : Başkana Meclisi Fesih Yetkisi Veriliyor

Partili başkan aynı zamanda meclis çoğunluğunun da grup başkanı. Yani grup kararları alacak, meclis çoğunluğunu istediği gibi idare edecek. Bunlarla da bitmiyor. Bu başkana bir de o meclisi fesih yetkisi veriliyor. Başkan istediği zaman hiçbir gerekçe göstermeden meclisi fesh edebilir. Bugun de fesih yetkisi var deniliyor. Bugünkü fesih yetkisi seçim olmuş 45 gün içinde hükümet kurulamazsa, güven oyu alamazsa, sadece o şartla kullanılabilir. 34 senede bir defa kullanılabildi.

Bülent TEZCAN : Yargılanmaları Neredeyse İmkansız Hale Getirilmiş

Bakanlar veya cumhurbaşkanı suç işlerse yargılanması neredeyse imkansız hale getirilmiş. Nasıl ?Şu anda suç işlemeleri halinde bakanların yargılanmaları için ilk yola çıkarken 55 milletvekilin imzasına gerek var. O sayıyı 301’e çıkarıyorlar. Bunun yanında meclis soruşturması istendi, bu iddialar ciddi, meclis soruşturma komisyonu kuralım dediğinde, şu anda mevcut halde 139 milletvekiline ihtiyaç var. Bu sayıyı 369’a çıkarıyorlar. Bitmedi. Komisyon kuruldu, suç işlendiği kanaati güçlü, deliller toplanmış, yüce divana sevk edilsin, yargılansın demek için bugün bugün salt çoğunluk, 276 milletvekili gerekiyor. Onu da 400’e çıkarıyorlar. Bu ne demektir. İstediğini yap, senden kimse hesap sormasın demektir. Şimdi sorun bakalım. Yargılanma nasıl kolaylaşmış bir sorun bakalım. Başka birşey daha var. Mesela 301 milletvekilini buldu, bulması çok zor ama diyelim ki vicdana geldi meclis bu sayıyı buldu. 301 milletvekili bakanlar ya da cumhurbaşkanı yargılansın diye imzayı atıp, dilekçeyi meclise verdiği anda 5 dakika sonra cumhurbaşkanı ben meclisi fesh ettim diyebilir. Bu mümkün. Ne zaman fesh edemiyor. O imzalardan sonra görüşmeler olacak, mecliste konuşulacak, aradan bir hafta on beş gün geçecek, meclis oylamayla 360’ı bulup, yargılansın derse ondan sonra fesh edemiyor. Ama o zamana beklemez ki! Meclisi fesh edebilir ve gerekçe göstermek zorunda değil. Getirilen sistem bu.

Bülent TEZCAN : Yetkileri Kaldırıldıktan Sonra 800 Milletvekili Olsa Ne Olur

Biz meclis yok ediliyor dediğimiz zaman milletvekili sayısını 550’den 600’e çıkardık diyerek milletle dalga geçiyorlar. Milletvekillerinin yetkilerini kaldırdıktan sonra 600 değil 800’e çıkarsan ne olur. Meclislerin en önemli özelliği kanun yapma yetkisidir. Bu yetki demokrasilerde sadece meclislerdedir.Bunun sebebi de, krallıklardan halk egemenliğine geçiş böyle olmuştur. Kral ferman yayınlar, millet meclisleri kanun yapar. Ve o kanunlar,milletin egemenliğinin güvencesidir. O yetki meclisten başkasına verilmez. Şimdi cumhurbaşkanlığı kararnamesi diye birşey icat ettiler, herşeyi düzenleyebiliyor.

Bülent TEZCAN : HSYK’nın Siyasetten Uzak Olması Lazım

Şimdi yasama ve yürütme bir kişinin elinde. O kişi hükümet oldu. O kişi meclisi de istediği şekilde kontrol ediyor. Devletin iki gücü gitti. Üçüncü ne kaldı, yargı. Şimdi idare haksızlık yaparsa mahkemeler vatandaşın ezilmesini önleyecek ama o da bitti. O da yok. Niye yok? Mahkelemelerin, yargının başındaki kurulun adı Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu. Onun şimdi yüksek adını çıkarıyorlar. Hakimler Savcılar Kurulu Diyorlar.  Bu kurul nedir? Türkiye’nin hangi ilinde, hangi ilçesinde hangi mahkeme kurulacak, bu kurul karar veriyor. Hangi mahkeme kaldırılacak bu mahkeme karar veriyor. Hangi hakim göreve başlayacak bu kurul karar veriyor. Hangi hakimin nereye tayini çıkacak bu kurul karar veriyor. Görevden kim atılacak, bu kurul karar veriyor. Böyle bir kurulun huzur içinde bağımsızca  karar verebilmesi için ne olması lazım? Siyasetten uzak olması lazım. Öyle mi, hayır. Bu kurul 13 kişiden oluşacak diyorlar. 6 tanesini cumhurbaşkanı belirleyecek. Kalan 7 kişiyi de TBMM’nin çoğunluğunun seçeceği şekilde bir düzenleme yaptılar. Çoğunluk kimin. Başkanın ağırlıkta olduğu siyasi grubun seçeceği hale getirdiler. Orada bir hakim ve savcı düşünün ki, başkanın genel başkanı olduğu partinin il başkanını rahatsız edecek, ilçe başkanını rahatsız edecek bir karar verebilir mi? Türkiye’deki hakim ve savcıların tamamını il ve ilçe başkanlarının önünde önünü iliklemeye zorlamaktır bu. Adliyede adalet arayan vatandaşı, siyasi parti başkanlarının önünde diz çökmeye mahkum eden bir kanun teklifidir bu. Böyle bir şey kabile düzeninde bile yoktur. Bunu bize nasıl reva görüyorlar. 

Haber - Fotoğraf : Sedat ÜNLÜ

dsc_4680.jpgdsc_4689.jpgdsc_4730.jpgdsc_4702.jpgdsc_4692.jpgdsc_4718.jpgdsc_4729.jpgdsc_4770.jpgdsc_4759.jpgdsc_4797.jpgdsc_4805.jpg

Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 5958 defa okunmuştur
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Aydın Özel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0544 8148480 | Haber Yazılımı: CM Bilişim