Ahmet SAKAR / Köşe Yazarı

Nihayet korkulan oldu ve 1915 ermeni olayları “soykırım”  olarak komisyondan geçti. Her ne kadar bilgi yanlışlığı yapılsa da medyamız tarafından, sonradan ABD’nin takınacağı tavrı görmek açısından oldukça ilginç bir olaydı.

                Yıllardır Türkiye’ye ecel terleri döktüren, dışişleri bakanlığına panikataklar yaşatan bu olayın, aslında kararlı ve istikrarlı bir siyaset izlendiğinde nasıl da geri teptiğini ve korkularımızla nasıl mücadele edeceğimizi göstermesi açısından, çok hayırlara sebep olacağını düşünüyorum. Çünkü Barack Obama, hemen devreye girdi, olayın meclise gelmesini engelleyeceğini açıkladı. Türk dış siyasetinde son yılların en vizyoner adamı olan Ahmet DAVUTOĞLU’ nun  “Orada meclis varsa, burada da bir meclis var” açıklaması artık kendi işimizi kendimiz göreceğiz mesajı vermesi açısından oldukça vurucuydu. ABD, Türkiye’nin böylesi tavırlarına alışık değil ama bu, yeni tavırları öğrenemeyeceği anlamına gelmez.

                Bundan önce bu iş nasıl yapılırdı. İsrail lobilerinin kapıları aşındırılır ve iş onlara gördürülürdü. Hatta Davos’tan sonra bazı arkadaşlar, ilginç bir çaresizlik edebiyatıyla “bundan sonra ne yapacağız, Ermeni tasarısını nasıl engelleyeceğiz? Keşke “one minute” yaşanmasaydı” nevinden yakınmalar döktürdüler televizyon ekranlarından, gazete köşelerinden. Halbuki atalarımız ne demişti? Kurdun ensesi neden kalındı?

                Artık Türkiye kendi işini kendisi görmektedir. Ve Türkiye’nin her hamleye karşılık vereceği bir hamlesi var. İncirlik üssünün kapatılmasının söz konusu olması, dillendirilmesi dahi, inanın ABD’nin korkulu rüyası. Çünkü Irak’ta yaptığı operasyonların lojistik desteğinin büyük bir bölümünü oradan sağlıyor. Bunu asla göze alamaz. İnanın Ermenistan bile siyaseten bu işten çok rahatsız. Nasıl olmasın kapalı kapılar yüzünden oradaki millet aç ve devlet oldukça kısıtlı imkanlarla ayakta durmaya çalışıyor.

                Diaspora tamamen kendi ekonomik çıkarları ve yurtdışındaki Ermenilerin asimile olmasını engellemek adına böyle saçma sapan bir sevdanın peşine düştüğü herkesin malumu. Bundan dolayı Türkiye’nin arşivleri açalım, bu işi tarihçilerimize bırakalım teklifini kabul etmiyor.

                Son olarak kaybeden, Ermenistan, ABD ve ABD’yi etkisi altına almaya çalışan diaspora olacak. Her ne kadar istemeseler de gerçeğin gün yüzüne çıkmasına engel olamayacaklar. Öyle kendilerine çok uzak bir coğrafyada, yaşanmış tarihi olayları, büyük bir bilgisizlik ve cahillikle ele almakla olmuyor, olmayacak.