Mehmet PALA / Köşe Yazarı

Osmanlı Medeniyetinde VAKIF çok uygulanan kurumlardandır, çok etkindir.
Osmanlı Padişahı Yıldırım Beyazıt, Devlet ricali ile avdan dönerken, sürüsünün başında bir çobana rastlar.Çobanın saygılı ve çok sempatik tavrı Padişah'ın  hoşuna gider, Çoban'a "Dile benden ne dilersen " der. Çobanda "elimdeki sopayı havaya atacağım, yere düşünceye kadar padişahlık istiyorum" cevabını verir. Yıldırım Beyazıt Han gibi sert ve acımasız bir padişahın "Kabul ediyorum " sözü üzerine ; Çoban sopasını havaya atar. Sopa havadan yere düşerken "Gözümün her yeri Vakıftır " der. Padişah'da Çoban'nın gözünün gördüğü yerler (ÇOBAN VAKFI) olur. Öylece tescil edilir.Bursa  çevresinden bugüne kadar kadar gelir ÇOBAN VAKFI.

Leyleklerin bile hastalıklarını tedavi için , VAKIF kuran ceddimizle ne kadar övünsek yeridir.. Şifahaneler, Aşevleri, Köprüler,Hamamlar, Camiiler yapılmıştır vakıf yoluyla.

Tabiiki ; Çağdaş Türkiye Cumhuriyet'inde hayır hizmetleri sosyal Devlet eliyle yürütülür.Deprem gibi, Trafik kazası gibi yaralarda sosyal Devlet  eliyle şefkatşe sarılabiliyor.Ancak Trafik kazalarında yaranın sarılması Hukuk mücadelesi ile Hak arayarak sürdürülebiliyor.

Sivil toplum kuruluşları vasıtasıylada trafik kazaları mağdurları hak arayabiliyor.Bu cümleden  yola çıkarak AYDIN'da Yapı-Kredi Bankası sokağında faaliyette bulunan KAZA-DER adlı Dernek Aydın'da kurulmuş bir Dernek.

Kaza mağdurları Derneğe başvurması halinde şartları uygunsa !
Devlet'in müşfik eli trafik kazası mağdurlarına en kısa yoldan ulaştırıp, mağduriyetleri gideriliyor. Bu hafta ki yazım da bu Derneği Aydınlı hemşerilerimize duyurmak istedim.

Her türlü Tabii Afet'ten, görünür görünmez kazalardan Milletimizi-hepimizi korumasını Yüce Allah'tan niyaz ediyorum.

Sağlıklı.Bereketli hayırlı günler diliyorum.

saygılarımla  Mehmet PALA      www.aydinozel.com