Coşkun IRMAK / Köşe Yazarı

 

Uzun süredir devam eden Balyoz davası sonuçlanmış bulunmakta, yargı kararını verdi, bunun üzerine yorum yapacak değiliz kaldı ki bu işin Yargıtay belkide Anayasa Mahkemesi ayağı var.

 

Bunları hukukcular konuşuyor dahada konuşulacaktır. Ben olayın bu yönünü onlara bırakarak maalesef çok az demokrat kalemin işaret ettiği mesajla ilgiliyim.

 

12 Eylül'ü, 28 Şubat'ı, çok iyi hatırlayan sayısını unuttuğum muhtıra niteliği taşıyan bildirileri basından dinleyen biri olarak, askerin siyasete müdahalesinin ve ihtilalin ilk defa yargılanıp ceza alması yönüyle ilgiliyim.

 

Gerçi nasıl bir taktik hatası anlayamadım ama dünyanın en pahalı benzinini kullanan insanımıza Ö.T.V. artışı yoluyla yapılan çok haksız bir akaryakıt zam'mı bu davadan milletin çıkarması gereken dersi gölgelese de mahkemenin kararı bence Cumhuriyet döneminin en önemli ve anlamlı kararıdır.

 

Kendi görevi dışında siyasetin ve ülke yönetiminin her alanına müdahale eden, halkını fişlemek ve dışlamaktan hiç bir zaman vazgeçmeyen bir askeri anlayışın bu karardan çok iyi dersler çıkarması lazım gelir.

 

28 Şubatta benimde çalıştığım Türkiyenin en büyük ve önemli kamu kuruluşlarından birinin lojmanlarında yapılan saçmalıklar birazcık vijdanı olan herkesi yaralamıştı, evlerimizde gelen misafirlerin, aldığımız gazetelerin, çocuklarımızın gittiği okuların çetelesinden tutunda aile soy ağaçlarımıza kadar herşeyin yakınımızda bulunan askeri bir birlikteki kişilerce araştırılması saçmalığı bu davaya nasıl bakmam gerektiği yolunda benim için bir işaret oldu.

 

Benim bizzat yaşadığım bu olay bile bu ülkeye gönül vermiş milletimiz ile ordusu arasında bu saçmalıkları yapanların yüzünden nasıl açıldığınada bir işarettir.

 

Batırılan bankalara ve bu bankalara atanmış emekli generaller gerçeğine, ihtilalleri yapanlarının karun kadar zengilleşmesine bakıldığında ülkenin planlı fakirleştirildiği gerceği bizim fişlenmemiz ve dışlanmamızdan çok daha vahimdir.

 

Silivri'de kararı ağlayarak karşılayan mahkum yakınları acaba yapılan saçmalıklardan dolayı kaç mazlumun ağladığını düşündüler mi?

 

Bunu çok merak ediyorum. Birde oy verdiğimiz iktidarın istediği her kanunu çıkardığını bildiğimiz halde hala niye 35. maddeyi değiştirmediğini çok merak ediyorum.

 

Tüm demokratik ülkelerde Cumhuriyeti koruma ve kollama görevi o ülkenin halkına aittir. Bizde niye hala ordunun..

 

Bu halka ne zaman güvenip bu görevi vereceksiniz.. Saygılarımla..

 

www.aydinozel.com F. Coşkun Irmak  Köşe Yazarı