Ahmet SAKAR / Köşe Yazarı

Cengiz Aytmatov’un “Gün Olur Asra Bedel” romanını bilirsiniz. Geçtiğimiz haftalar içinde Zaman Gazetesi yazarı Mümtaz’er Türköne bu romana atıfta bulunurak, siyasi  değerlendirmelerde bulunduğu yazılar kaleme aldı.

                Bu yazılar, oldukça iyi tahlillerin yer aldığı, siyasi tarih açısından yaşadığmız bugünleri, tam ortadan yararcasına, ideolojik arka planına sarkarak gösteren yazılardı.

                Ben bütün ideolojik kalıpların insanları mankurtlaştırdığına, kendi iradesiyle düşünme yetisini elinden aldığına inanıyorum. Buna bütün ideolojileri dahil edebilirisiniz.

                Kısa Bir Özet

                Çünkü geriye gittiğinizde, dünya üzerinde çok eski çağlardan beri tecrübe edilmiş ideolojiler, Avrupa rönesansı ile birlikte, çoğu yeni yüzleriyle bir kez daha hayat bulmuş ve temellendirilmiştir.

                Avrupa insanın o şartlar altında, ideolojileri bir çözüm olarak kabul etmesinin ve uygulamasının en temel itici gücü Hrıstiyanlıktı. Hrıstiyan Din adamlarının toplum üzerinde kurudukları vesayet sisteminden bir kaçış ve çıkış yolu oluyordu ideolojiler o gün yaşayan insanlar için. Çünkü insanlar artık çok derin şüphe taşıyorlardı. Acaba  günahları siliniyor muydu  veya cennetten  arsa alıyorlar mıydı gerçekten? Çünkü diğer tarafta kullanamadıkları ve hakim olamadıkları bir dünya hayatı vardı. Ve gelirlerinin önemli bir bölümü zaten kiliseye gidiyordu.

                Bütün bunlar batı insanının hassaten avrupalıların sorunlarıydı. Fakat bu yolla avrupa dünyada büyük bir değişim ve gelişimin kapısını araladı. Bizim insanımız için bu büyük bir yanılgıydı. Bu yanılgının en temel sebebi aydınlarımızın İslam ile Hrıstiyanlığı karıştırmasıydı. Çünkü biz müslümandık. Müslüman olan bir birey için dünya ve ahiret dengesi çok güzel kurulmuştur. Bakış açısı her iki tarafa yöneliktir. Bu nedenle Avrupa insanının Hristiyanlık ile yaşadığı problemleri biz hiç tecrübe etmedik. Çünkü İslam’ın dünya ile ilgili standartları vardır. Fakat bu özelliklerden yoksun bir din olan Hristyanlık, zamanla kendisine inananları yozlaştırmış ve kendinden uzaklaştırmıştır. Buna bağlı olarak, din olgusunun çekildiği alanları ideolojiler doldurmuştur. İdeolojiler ise temelde materyalist zihin yapısına sahip insanlarca seslendirilmiş ve yayılmıştır. Buna bütün ideolojiler dahildir. Bu nedenle ideolojiler sekülerdir ve sadece dünyevi bir takım öngörüleri vardır.

                İşte bu aşırı derecede abartılmış dünya duygusu ile aşırı abartılmış insan benliği, yoksun beyinlerin çılgınlığında ideolojilere dönüşmüştür.

                Devamı Gelecek….