• Aydın16 °C

Mehmet PALA / Köşe Yazarı

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Mehmet PALA / Köşe Yazarı

Rusya ve Suriye Dayanışması mı ?

18 Kasım 2011 Cuma 18:09

1985 Sovyetler Birliğinde Gorbaçov'un yönetime geldiği yıldır, başlayan yeni dönem Prestroyka ve Glastnost sürecinde Sovyetler Birliği yavaş yavaş ülkede ipleri elinden kaçırdı.

Sovyet İmparatorluğu'nun çöküşünü derinden büyük bir zevkle izleyenTürk Cumhuriyetleri'nin bağımsızlık umutlarıyla heyecaniçinde olduklarını o günleri yaşayanlar hatırlayacaktır.

1991 yılındaki tasfiye görüntüsü altında dağılan Sovyetler Birliği asimilasyon, mutlak hegomanya saplantısı içinde kurduğundan, tarihsel hatasını dağılmasıyla ödemiştir.

Hazır bir sistemin yıkılması tarihte muazzam boşluklara büyük kargaşalarayol açar.

SSCB dağıldıktan sonra mirasçısı Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin, iktidara gelince Avrasyacı yöntemle başlamayı denedi. Orta Asya ile Kafkaslarda Moskova'nın egemenliğini bir biçimde yeniden kurmayı düşünüyordu. ilk ziyaretini Türkmenistan'a ardından Özbekistan'a gerçekleştirdi.

Sovyet gizli servisinde birlikte çalıştığı yakın dostlarına da AVRASYA Partisini de kurdurdu. Böylece ideolojik anlamda Avrasyacılık Sovyet Kominizminin yerini alacak, bu Jeopolitik Milliyetçilik anlayışı yeniden Rus İmparatorluğunun yitirdiği topraklarına egemen olması için siyasi desteği sağlayacaktı. Böylece Rusya'nın başka hiçbir ulusla ortaklık kurmayacağı açıklandı.

Bu uygulamam Bilim Adamlarının savunduğu filir ve düşünceleri hayata geçirmek oldu.

Avrasyacılık fikirlerinin öncülerinin daha 20. YY. başlarında tahmin ettikleri gibi maneviyat eksikliğinden dolayı Kominizm 'in birgün mutlaka çökeceği iddia ediliyordu, öyle oldu.

Neo Sovyetizm olarak adlandırılan uygulamalar ortadadır. Emperyalizme karşı Rus, Çin, Hind, Türk ve Asya halklarının birleşmesi gibi sloganlarla ilan edildi.

Bu fikir Jimnastiği ile Rusya Federasyonu ndaki değişim ve gelişim çizgisini özetlemeye çalıştık.

Değişemeyen Liderler gelişemezler, ülkelerini geliştiremezler. Suriye'de Bişer Esed Baba'dan kalma yöntemlerle değişim ve gelişimin önünü kapatmaya çalışıyor. Çevre ülkelerden ve çevreden ibret alamayan Suriye Yönetimi için hezimet kaçınılmazdır.

Çanlar kimin için çalıyor ? Sorusunun cevabı ortadadır. Suriye'de Demokrasi mücadelesi insanlık onurunun varlık mücadelesi, Muhalifler ziyaret ettikleri Rus Yönetimin, Bişar Esed yönetimiyle görüşmelerini telkin eden tutumuna rağmen, Suriye'de değişim kaçınılmaz bir Tarih Dersi olarak önümüze çıkacak. Muammer Kaddafi'nin akibetinden ders almayanların, Suriye'de çok yakın bir gelecekte akıttıkları mazlumların kanında boğulacaklarını görür gibiyim.

Mevla görelim neyler ? Neylerse güzel eyler.

www.aydinozel.com  Mehmet PALA Köşe Yazarı

Bu yazı toplam 1380 defa okunmuştur.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Aydın Özel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0544 8148480 | Haber Yazılımı: CM Bilişim