• Aydın27 °C

Alper DERELİOĞLU / Köşe Yazarı

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Alper DERELİOĞLU / Köşe Yazarı

TUTUKLU 98 GAZETECİYE SELAM

11 Ocak 2012 Çarşamba 02:14

TUTUKLU 98 GAZETECİYE SELAM

 

       Değerli okurlarım merhaba. Yeni bir yıla girdik ancak bir önceki yazımda da değindiğim gibi 2011’in talihsizliklerin zincirleme etkileri sürmeye devam ediyor. Yeni bir yıla Uludere zalimliği ile başladık. Kaçakçı da olsa ölen insanlar bizim yurttaşlarımızdı. Olayı basit bir dezenformasyona dayandırmak kolaylığına kaçan yetkililere soruyorum; Bu istihbaratı kimden aldınız? Bunun cevabını veren yok. Sanırım halktan aldığınız güçle bu zalimliği yapmadınız. Neyse bu konu ayrı bir köşe yazısı gerektirdiğinden geçiyorum.

         2011 yine tutuklamalarla başladı. Düşünün bir kere. Bir ülkenin üç numarası, Genel Kurmay Başkanı terör örgütü kurmakla suçlanıyor. Peki o genelkurmay başkanını sırasıyla ordu komutanı yapan, kara kuvvetleri komutanı yapan ve en nihayetinde genel kurmay başkanı yapan bu Hükümet değil midir? O halde İlker BAŞBUĞ örgütünü yönetirken sessiz kalınmıştır ve suça ortak olunmuştur. Ya da o gün gücünüz yetmedi, bugün ise artık tüm Kurumlarıyla Ülkeyi zapt-ı rapt altına aldığınızdan gücünüz yetiyor ve düzmece special mahkemelerle topluma mesaj veriyorsunuz;‘’BİZDEN OLMAYANLAR, MUHALİF OLANLAR SİLİVRİ’YE.’’ Bugün gelinen nokta budur değerli okuyucularım. İşte böyle başladı 2012. Yine hukuksuzluklarla, yine toplumu ram etme taktikleriyle. Daha da çook göreceklerimiz var şu fani gözümüzle.

         10 Ocak nedeniyle gerek yerel gerekse ulusal tüm gazeteci dostlarımızın Çalışan Gazeteciler Gününü buruk bir eda ile kutluyorum. Halkın en tabii hakkı olan doğru haber alma hakkının tesisi için çalışan, dürüst, cesur ve özverili tüm gazeteciler bizim için çok değerlidir. İktidar tarafından aforoz edilen ve değiştirilmesi düşünülen darbe anayasası olan 1982 Anayasasının 28. maddesi şöyle demektedir; ‘’BASIN HÜRDÜR, SANSÜR EDİLEMEZ.’’ Sizce basın özgür mü bu ülkede? Daha basılmamış kitaplar yüzünden insanların sözüm ona ‘’DARBEYE TEŞEBBÜS’’ suçundan yargılandığı, tek suçu İktidarın yanlış politikalarını eleştirmek olan, Devlet içi yapılanmanın kadrolaşmaya dönüştüğünü, cemaatleşmenin her alana kol saldığını beyan etmek olan gazeteciler birer birer toplanıp, sabahın kör vaktinde toplama kamplarına götürülüyor. Buna yürek dayanmaz, buna sayfalar dar gelir. Bir gazeteci-yazar arkadaşımız tam 4,5 yıldır tutuklu. Üstelik daha yüzüne iddianame de okunmadı. Belki bir 30 yıl daha içeride kalacak. Ama umursayan var mı, yok.

          2011 yılı sonunda tutuklu gazeteci sayısı 98’i buldu. Bu alanda Dünya ikinciyiz. Ne kadar övünsek azdır. Gazeteci, yazdıklarından dolayı, yaptığı haberlerden dolayı tutsaksa halk da tutsak demektir. Bu ayıbı bu toplum kaldıramaz. Bu ayıp 21. Yüzyılın Türkiyesine yakışmamaktadır. Aslında isyanımız Özel Yetkili Mahkeme tiyatrolarının kaldırılması için olmalıdır. Aslında isyanımız Deniz Feneri Savcılarını bir gecede görevden alan ve akabinde yangından mal kaçırırcasına Şüphelileri serbest bırakan (Alman Yargısına göre Sanıkları) yargı sistemine olmalıdır. Bir yerde iyiye gitmeyen bir şeyler varsa ve artık karanlık kuytulardan arsız kokular yükseliyorsa sessiz kalmak ahmaklık olduğu kadar suça ortak da olmaktır. Bu sistem örgütlü toplum istemiyorsa, özgür basın istemiyorsa, eşit yurttaşlık istemiyorsa, gelirde adalet istemiyorsa ve eşit temsil istemiyorsa, adil yargı istemiyorsa itiraz etmemek, hayır diyememek, tam tersine yapılan her şeye ram etmek geleceğimizi prangalamaktır.

            Bütün bu yaşadıklarımız bana Georghe HUXLEY’in ünlü  ‘’1984’’ romanını hatırlatıyor. Bu kitabı okuyanlar bilir. Kitap karanlık bir dünya düzeninin anahtarlarını sunuyor okuyucularına. Büyük Birader isimli hayali lider tüm Dünyanın hakimi ve hükümdarı olarak sahte düşmanlar, sahte savaşlar ve çatışma ortamları yaratıyor. Adeta ‘’Cambaza Bak’’ yapıyor. Halkı tamamı ile uyutuyor. Özgür düşünce yok. Özgür basın yok. Özgür üniversite yok. Aşk yasak. İnsanlar motomot, sanal bir düşünce evreninde yaşamaya çalışan karıncalar gibi. Duyguların yerini taşlaşmış vicdanlar ve sadizm almış. İnsanları faşist bir sistem yönetiyor. Yaşayan zombiler düzeni yaratılmış. Size bir yerlerden tanıdık geldi mi bilmem ama bana bugünün Türkiyesinden bir enstantane gibi geliyor kitapta anlatılanlar.

               Düşünceye pranga vurulamaz değerli dostlar. Düşünce bir kalıba sokulamaz. Kimseye cismani olarak bir zarar vermedikçe düşünce, fikir aşamasında kalır ve yargılanamaz. Düşünceyi yargılayanları tarih affetmez. ‘’Silivri Mahkemeleri siyasi sürgüne dönüşmüştür. Özel Yetkili Mahkemeler meşruiyetini kaybetmiştir’’ diyen bir Ana muhalefet Lideri hakkında daha bugün ‘’Yargıyı Etkilemeye Teşebbüs’’ Suçundan fezleke hazırlandı. Yahu o halde şu yargıyı etkilemek için fazla bir şey yapmaya gerek yok. ‘’Özel yetkili mahkemeler kaldırılmalıdır’’ diyen herkes o zaman bu suçun faili olabilir. HATTA ŞU AN BEN BİLE BU SUÇUN FAİLİ OLMAKLA SUÇLANABİLİRİM. Yargıyı etkilemek için bir gücün, iktidarın olması gerekmez mi sevgili okuyucularım. Bir kabine üyesi, Başbakan Yardımcısı, Başbakan olmak gerekmez mi? Bende nasıl bir güç, nasıl bir erk var ki ben yargılamayı etkileyebiliyorum. Yargı siyasetin kucağına atıldığında o artık yargı değil giyotindir. Maalesef yargının siyasallaşmasının zirve yaptığı günleri yaşıyoruz. O yüzden üzülerek söylüyorum, içeride olan başta gazeteci dostlarımız olmak üzere diğer vatansever aydınlarımız özgürlüklerine kavuşmak için epeyce bir zaman beklemek zorunda kalabilirler. Fikir üreten, çözüm üreten Aydın insanlarımızın başına gelenler, bugün başka mülahazalarla, muhalif olan herkesin başına da gelebilir. HİÇBİR T.C. VATANDAŞININ KİŞİ GÜVELİĞİ KALMAMIŞTIR.’’ Yeni Meinheff Kampları yaratılırsa hiç şaşırmam.

                İçerideki gazeteci dostlarımıza tek bir mesajım var; ‘’ACI ÇEKMEK ÖZGÜRLÜK İSE, ÖZGÜRÜZ HEPİMİZ DE.’’ Yazmaktan, doğru haber peşinden koşmaktan, gerçekleri yazmaktan, haksızlıkların üzerine cesurca gitmekten hiç korkmayan tüm gazeteci arkadaşlarımın 10 Ocak Çalışan gazeteciler Gününü kutlar, sevgi, şükran ve iyi niyet temennilerimi sunarım.

www.aydinozel.com Köşe Yazarı Alper Derelioğlu 

Bu yazı toplam 1395 defa okunmuştur.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Aydın Özel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0544 8148480 | Haber Yazılımı: CM Bilişim