Adnan AYTAŞKIN / Genel Yayın Yönetmeni

Değerli okurlarımız bugünkü yazımda insanların yetişme tarzlarının ve yaşadıklarının ömür boyunca peşlerinden geleceğini anlatmaya çalışacağım.

İlk doğduğu anda her insan bembeyaz bir sayfa üzerine doğar ama sonrası için herşey öyle değildir.

İnsanlarımızın, Çocuklarımızın önceki yaşantıları sonraki yaşantılarında peşelerini bırakmaz, bırakamaz, ölünceye kadar hep yanında ona eşlik etmeye devam eder.

Buradan şu mana çıkmasın çoluğumuzu çocuğumuzu kısıtlayalım, kötü bir yaşantısı olmasın, hep dar çerçevede iyi şeylerle iştigal olsun demiyorum çünkü bu da yanlış..

Böyle bir yaşamda da her zaman Anne - Babalar çocuklarının yanında olamayabilecektir, çocuklar veya sorumlu olduğumuz insanlar kendi ayakları üzerinde durmaya çalıştıkları zaman çevrelerine nazaran yeni filizlenmiş kır çiçeği gibi ortada kalmasınlar.

Yani sorumlu olduğumuz insanlarımızı daha demokratik ve özgür bir yaşamda desteklemeliyiz. Tabiki de dışarıdan koruyup, kollayarak ve iyiyi, kötüyü anlamalarını sağlayarak.. Damarlarında hiisederek yaşamayı öğretmeliyiz.

Ha dediğim başıboş bırakıp hadi bakalım, hata yap öğren, olgunlaş değildir ve ben asıl buna karşı çıkıyorum çünkü erken olgunlaşmış bir armut için kaçınılmaz son hazırdır, geri dönüşü yoktur, kararıp çürümek onun geleceğidir.

Bu hayatta yaşadığımız her zaman dilimi bir sonrakinin sebebidir. Yaptığımız her bir hata yeni bir hatanın başlangıcının habercisidir.

Toplumda hep rast geliriz, Aile düzeni olmayan yada Annesini - Babasını küçük yaşta kaybetmiş insanlarımız hayatın tüm savurmalarını yaşadıktan sonra kendi yaşam sistemlerini kurmaktadırlar. 

Bu İnsanlar, hiç bir zaman dikiş tutturamayani, dengesiz, yalanlı, dolanlı, anında çark edebilen ama bir şekilde hayatta kalabilen birer birey oluyorlar..

Bu durumdan rahatsız da değiller çünkü gemileri yüzüyor.

Benim rahatsız olduğum bu tarz insanlar arttıkça toplumun duyarsızlaşmasına, içinden çıkılmaz olmasına ve dengesizliğin öne çıkmasına sebep oluyorlar ve geleceğimizden kaygı duyar oluyoruz.

Kişisel Dejenerasyon; Toplumsal düzenin bozulmasına ve yok olmasının önünü açmaktadır.

O sebepten dolayı sorumlu olduğumuz insanlara karşı ne çok baskıcı nede çok rahat tavırlar içerisinde bırakmayalım.

Toplum olarak geleceğimize sahip çıkalım..

Adnan AYTAŞKIN - AydınÖzel Medya Grubu - Genel Yayın Yönetmeni