Cinsel İstismar Ağır Bir Ruhsal Travmadır

Uzman Klinik Psikolog Nilay Konduz Kutbay, Ceza Muhakemesi  Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın geçici 1. maddesinin erken yaşta  evliliklerle ilgili, cinsel istismar suçunda mağdur ile failin evlenmesi halinde  fail hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya cezanın ertelenmesine  imkan veren ikinci fıkrasının metinden çıkarılmasına ilişkin önergenin TBMM Adalet Komisyonunda oy çokluğu ile  kabul edilmesinin ardından açıklamalarda bulundu. Cinsel istismarın ağır bir ruhsal travma olduğu açıklamasını yapan Terapi Psikolojik Hizmetler ve Psikoterapi Merkezi Kurucularından Uzman Klinik Psikolog Nilay Konduz Kutbay; "Çünkü insan eliyle yaratılmıştır, kişi bunu yaşadığında yalnızdır, çaresizdir, dehşet ve yoğun korku içindedir. Olayın kurbanı kendisi, suçlusu başkası iken; suçluluk ve utanç duygularıyla yaşadığı olayı kimseye anlatamaz, çünkü yargılanmaktan ve daha çok zarar görmekten korkar. Kişinin yaşadığı travmayı geride bırakabilmesi ve geleceğine yön verebilmesi için yasal, sosyal ve psikolojik desteğe ihtiyacı vardır" dedi. Cinsel istismara uğrayan kişinin, yaşadığı olayın acısının yanında bir de kimseye anlatmadığı için tehdite maruz kaldığını belirten Kutbay; "Kanunların, kanun yapanların ve kanunları uygulayanların yanında olduğunu bilmesi önemli bir destektir. Bu destek olmadan psikososyal destek yetersiz kalır. Travmanın açtığı yaraların kapanabilmesi için çok yönlü destek sağlanmalıdır. Kişinin temel güven duygusu zedelenmiştir; kendine, diğer insanlara ve dünyaya olan inancı sarsılmıştır. Kendini güvende hissetmediği sürece olayı atlatması mümkün değildir" dedi.

"Cinsel travmada kişi en çok kendini suçlar"

Bazen bir tanıdığımızın, hatta hiç tanımadığımız birinin başına böyle bir olay gelmesi bile bizi dehşete düşürdüğünün unutulmaması gerektiğini söyleyen Uzman Klinik Psikolog Nilay Konduz Kutbay; "Televizyonda, gazetelerde gördüğümüz bu tür olaylara dolaylı olarak bile maruz kalmak istemeyiz, kanalı değiştirir ya da okumadan geçeriz. Bir de bunu birebir yaşayan kişiyi düşünün! Deprem, sel gibi doğal afetler de travmadır; ancak insan eliyle yaratılmamıştır, konuşmaktan, olay anındaki duygularımızı, düşüncelerimizi paylaşmaktan kaçınmayız, toplum olarak yaralarımızı birlikte sararız. Çok büyük kayıplar yaşamadığımız sürece kısa sürede atlatırız. Kimse deprem oldu diye bizi suçlamaz. Bunun aksine cinsel travmada kişi en çok kendini suçlar. Maalesef yasalar ve çevre de suçlayıcı yaklaşır ve sorumluluğu mağdur olana yükler. O kadar acıdır ki, pek çok tecavüz kurbanı açtığı davalarda 'rızası vardır' sonucuyla karşılaşır." dedi.

"Önderlerin toplumu harekete geçirme ve değiştirme gücü yadsınamaz"

Öncelikle toplum olarak bu konunun öneminin kavranması gerektiği ve bu güne kadar süregelen yanlışlardan dönülmesi gerektiğini vurgulayan Kutbay; "Bu da ancak bizi temsil eden kanun yapıcıların hassasiyetiyle mümkün olabilir. Önderlerin toplumu harekete geçirme ve değiştirme gücü yadsınamaz. Dolayısıyla cinsel istismarı önleme, mağdurları koruma ve suçluları gerektiği gibi cezalandırma konusunda net bir duruş sergilenmelidir. Bu suçun asla affı, indirimi olmamalıdır. Gündemdeki tasarının metinden çıkarılması da bu anlamda olumlu bir gelişmedir” dedi. Uzman Klinik Psikolog Nilay Konduz Kutbay ayıca yasal düzenlemelerle cezaların daha caydırıcı hale getirilmesi gerektiğini ve bu şekilde mağdurların güven duygusunun onarılabileceğini belirtti.   

AydınÖzel