• Aydın9 °C
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Aydın Lokantacılar Odası Başkanı Ali ONGAN Röportajı
09 Aralık 2016 Cuma 17:57

Aydın Lokantacılar Odası Başkanı Ali ONGAN Röportajı

AydınÖzel Gazetesi Muhabiri Osman ÇELİKKOL Lokantacılar Odası Başkanı Ali ONGAN İle Çok Özel Röportaj Gerçekleştirdi.

AydınÖzel Gazetesi Muhabiri Osman ÇELİKKOL Lokantacılar Odası Başkanı Ali ONGAN İle Çok Özel Röportaj Gerçekleştirdi.

Osman ÇELİKKOL : Biraz kendinizden bahseder misin ?

 Ali ONGAN : Makine Ressamlığını Bitirdim

1959 Aydın doğumluyum. Aydın Köprülü Mahallesinde doğdum büyüdüm. Cumhuriyet İlköğretim okulunda ilköğretim dönemini bitirdim. Gazi Paşa İlköğretim okulunda ortaokulu bitirdim. Daha sonra Aydın Endüstri Meslek Lisesini bitirdim. Şuan da Anadolu Teknik Lisesi diye geçiyor ama bizim zamanımızda Endüstri Meslek Lisesiydi. 77 Yılında bu liseden makine ressamlığını bitirerek mezun oldum.

Ali ONGAN : Üniversiteye Girmek Çok Zordu

Sonra o günlerin siyasi şartları, ülkenin karışık olduğu dönemlerdi. Siyasetle ilgilenmiyordum ne o zaman ne de şimdi. O zamanlar zaten üniversiteler çok karışıktı. 2 sene dershane hayatım oldu üniversiteye gitmek için ama olmadı. Kendi branşımdan dolayı Makine Mühendisliği seçmiştim fakat olmadı. O zaman ki şartlarda bir meslek lisesinden çıkan altyapı olmadan üniversiteye girmesi çok zordu.

Ali ONGAN : Bizim Derslerimiz Çizim Ağırlıklıydı

Düz lise mezunları daha çok girebiliyordu. Onlar Fizik, Kimya, Matematik, Türkçe gibi dersleri daha çok görüyorlardı. Bizim ağırlıklı meslek dersleri olduğundan biz bu dersleri haftanın belli saatlerinde görüyorduk. Bu dersleri biliyoruz ama her zaman görmediğimiz den, bir tekrar yapılamadığından ve bizim derslerimiz çizim ağırlıklı olduğundan biz gidemedik.

Ali ONGAN : 12-13 Ay Sonra Darbe Oldu

Gidemeyince de 79 yılında da askere gittim. 80 yılında darbe zamanında askerdeydim. Ben gittikten sonra aşağı yukarı 12-13 ay sonra da darbe oldu. 20 ay askerlik yaptım. 81’de de tezkeremi aldım. Geldikten sonra tabi resmi kurumlara giremiyorsun. O aralar hala daha sıkı yönetim devam ediyordu. Askeri hükümet başta, iş imkanı zordu.

Osman ÇELİKKOL : Şuan hangi işle meşgulsünüz ?

Ali ONGAN : Grup Pub İşletmecisiyim

Şuan Grup Pub İşletmecisiyim. Normalde Birahanedir. 35 senelik bir geçmişimiz var işyerimizle. Aslında Dededen, Babadan kalma bir meslek bu. 1 Ocak 1982’den beride buranın işletmecisiyim. Burası Babamın yeri idi daha sonra ben devraldım.

Ali ONGAN : Daha Çok Orta Yaş Grubu Geliyor

 Orası restorandı biz birahane olarak çevirdik. Çünkü o zaman şartlarında daha bir popülaritesi yüksekti. O zaman şartlarında genç kesim gelirdi. Aileler az da olsa geliyordu 80’li yıllarda ama şuan tek tük geliyorlar. Şuanda gelen müşterilerimiz de daha çok orta yaş grubu, benim yaş gurubumdaki kişiler.

Ali ONGAN : Aydındaki İlklerdeniz

Tabi burada çalışmak için babadan da gelen bir meslek olduğu için ve para kazanmak mecburiyetinde olduğumuz için bu işe geçtik. Tabi her işi yapabilirdik ama en doğrusu bildiğimiz bir işi yapmaktı. Bizde başka iş kollarında çalışmaktansa bu işe yöneldik. Dedik bu bizim dedemizin de mesleği, babamızın da mesleği, elimizden de geliyordu. Daha sonra başladık bu işe. Aynı zamanda Aydındaki ilk birahanelerdeniz. Bizden önce İrfan abi vardı. Daha sonra biz devam ettik. Tabi o zamanlarda bir çok arkadaşımız vardı ama o zamandan bu yana sadece biz ayakta kaldık.

Osman ÇELİKKOL : İşyeriniz alkollü bir yer. Bu yüzden hiç tartışma oluyor mu müşteriler arasında ?

Ali ONGAN : Dostluklar Bile Ortaya Çıktı

Tabi zamanında ufak tefek oldu. Sözlü kavga veya üzerine yürümeler ama genelde biz bu tarz durumlarda hep yatıştırmaya çalıştık. İki tarafı da uzlaştırdık. Ertesi gün dedik ki bak sen hatalısın veya diğer arkadaşa sen hatalısın dedik. Sonra birbirlerinden özür diledir. O kavgalı ortam yeri geldi dostluğa bile dönüştü.

Osman ÇELİKKOL : Genelde esnafların en büyük sıkıntısı veresiyedir. Sizde de sıkıntılar oluyor mu ?

Ali ONGAN : Zevkin Veresiyesi Olmaz

Öncelikle zevkin veresiyesi olmaz. Ama maalesef oluyor. Bunlarda tabi belli arkadaşlarımıza, devamlı gelen, içli dışlı olduğumuz, kendini artık sevdirmiş yeri gelmiş güldürmüş ve bizimle aramızdaki diyaloğu gereği bugün yok dediği veya misafiri geldiği zaman bizde diyoruz ki tamam kardeşim güle güle. Ama ertesi gün getiriyor. Tabi bazen getirilmiyor. Keşke hiç olmasa ama bizde elimizden geldiğince de yanındaki arkadaşına karşı mağdur etmiyoruz. Bizde onun yanında duruyoruz eğer o da bunu anlayabiliyorsa o da bize karşı artık daha düzgün ve dürüst oluyor. Biz ona sahip çıkarsak o da bize sahip çıkıyor. Ama tabi yazıp da alamadığımız arkadaşlarımız da oldu. Bunun için yapılabilecek bir şey yok.  

Osman ÇELİKKOL : İş yeri için hiç öneri alıyor musun ?

Ali ONGAN : 30-35 Sene Önce Yapmak İstediğimi Şimdi Oğlum İstiyor

Benim oğlum şimdi askerden geldi. 2 sene oldu aşağı yukarı. Beraber çalışıyoruz. Şimdi 30-35 sene önce benim yapmak istediklerimi oğlum diyor bana. İşte baba şöyle yapalım böyle yapalım. O da istiyor birtakım değişiklikleri. Üniversiteyi Çanakkale de okudu. Tabi çevreden bir şey öğrendi gördü. Burada da uygulamak istiyor.

Osman ÇELİKKOL : Lokantacılar Odasına ne zaman girdiniz ?

Ali ONGAN : Pazar Payı Düşüyor

2002’den beri Lokantacılar Odasına üyeyim. Daha sonra yönetim kuruluna geçtim. 3 yıl kadar öncede Lokantacılar Odası Başkanı oldum. Belli bir aşamadan sonra bir şey yapalım dedik. İşte birahanecilerin sorunlarını çözelim . Bizim bir fiyat olayı vardı.Bugün diyelim bira 9 lira oldu. Biz o günkü şartlarda 9 liraya satıyorduk ama birahaneler çoğalınca doğal olarak pazar payı düşüyor.

Ali ONGAN : Müşterimizi Koruyoruz

Kimisi aynı tutuyor kimisi müşteri çekmek için fiyatı aşağı çekiyor. Şuan serbest piyasa olduğundan biz sabit fiyat belirleyemiyoruz. İsteyen istediği fiyata satar. Diyelim ki 9 lira bira. Bunun üzerine çıkamaz ama altında satabilir. Ama içki sektöründe 10-12 ye de satan da var. Ama biz birahane olduğumuz için hem müşterimizi koruyoruz hem de kendi kazancımızı alabiliyoruz. 

Osman ÇELİKKOL : İnternet kafeci arkadaşım var. Onlarda bir internet kafede saati 1 TL ise diğerlerinde de aynı. Sizde de olmaz mı böyle bir şey ?

Ali ONGAN : Önemli Olan Müşteriyi Kazanmak

Normalde öyle olması gerekiyor. Niye ben aşağı fiyattan satıp da bir başkasının müşterisini çekip veya alıp da onu zarara uğratayım ki. Önemli olan müşteriyi kazanabilmek. Tamam kazanırım ama bu seferde bir şeyler eksik gider. Ya vergisini ödeyemem ya KDV’sini ödeyemem yada yanımda çalışan personelin sigortasını yatıramam, dükkanım kira ise kirasını gecikmeli veririm. Bunlar bir sorun.

Osman ÇELİKKOL : Sabit fiyat çalışması yok mu ?

Ali ONGAN : Turgut ÖZAL Zamanında Başladı

Turgut ÖZAL zamanında serbest piyasa uygulanmaya başladı. O zamandan bu yana üstünde satamıyorsun ama aşağıda satabilirsin. Eğer meclisten bir karar çıkarsa bizim esnaf teşkilatı için konfederasyon da uğraşıyor ama ilk meclisten karar çıkması lazım. Üstünde satamazsın ama altında satar ister zarara girersin ister batarsın diyor serbest piyasa. Rekabet artıyor Pazar payı düşüyor.

Ali ONGAN : 3 Ay Sonra Kepenk İndiriyor

Örneğin aperatifte Ahmet kendini kanıtlamış. 4 TL’ye tost satıyor. Belli bir müşterisi var. Çizgisini bozmamış, tadını bozmamış, malzemesi aynı, malzemeden kısmamış. Böylece ayakta kalıyor. Ama yeni birisi açıyor. Bakıyor 4 TL diyor olmuyor, 3,5 TL diyor olmuyor, 3 TL diyor olmuyor, 2,5 TL diyor bu sefer oluyor ama zarar ediyor. 3 ay sonra dükkan kapatıyor.

Ali ONGAN : Düşük Fiyat Düşük Malzeme

Biz bölgedeki aperatifçileri çağırdık dedik ki siz müşteriye hizmet ediyorsunuz, kendinize veya kendi personelinize değil. Ucuz fiyattan satarsanız mecbur ucuz malzeme almak zorunda kalacaksınız ve en sonunda müşterinizi de kaybedeceksiniz. 1.sini yedi, hadi 2.sini yedi diyelim 3.sünde gelmez ki o müşteri. Zaten bu konularda müşterilerimizde bilinçlenmesi lazım.

Ali ONGAN : Niye Ucuz Satılıyor Diye Sormak Gerekir

Bu niye ucuz satıyor diye kendine bir soru sorması gerekiyor. Örneğin Tostçu Serkan Afyondan getirtiyor. Ürünleri belli, hiç değiştirmedi. Mesela ev yemeklerinde de aynı durum var. 5 çeşit yemek 5 TL. 3 çeşit yemek 3 TL. Tamam bazı iyi yapan yerler var ama fiyat düşürüyorlar. Kazanıyoruz zannediyorlar ama aslında kaybediyorlar. Sene sonunda battığı zaman elinde bir şey kalmayacak. Sen bir hizmet veriyorsun. Bir yer işletiyorsun. Bunun malzemesini alıyorsun, yanında çalışan personelin maaşını, sigortasını ödeyeceksin, vergini düzgün ödemen lazım, kiracıysan kiranı zamanında ödemen lazım. Sonra sene sonunda bizleri suçlu buluyorlar.

Osman ÇELİKKOL : Bu fiyat sabitleme olayında bütün odalar birleşip bir şeyler yapmaya çalışsanız olmuyor mu ?

Ali ONGAN : Zam Gelince Bizden Bir Fiyat İstiyorlar

Şimdi her sektörün kendine göre bir sorunları var. Bizim lokantacılar sektöründe et, piliç, yağ, bakliyat gibi ve bunlarında fiyatları arttığı zaman lokantacılar ister istemez zam geldiği zaman haklı olaraktan fiyat arttırıyorlar. Bizden bir fiyat istiyorlar. Bizde örneğin Muğla’dan Denizli’den Uşak’tan Manisa’dan İzmir’den fiyat istiyoruz. Bakıyoruz biz ne yapabiliriz bu durumda.

Ali ONGAN : Fiyat Belirlenirken Vatandaşı da Düşünüyoruz

Bu fiyatı belirlerken elbette ki vatandaşı da düşünüyoruz. Mesela vatandaş ben bunu 15 TL’ye yiyordum 20 TL olmuş değil. %10 %15 artık duruma göre her şeyi hesaplayıp ondan sonra bu fiyatlara ekliyoruz. Bu fiyatları aynı zamanda belediyemizde denetliyor. Hem bizim bir üst birliğimiz hem belediyemiz onayladıktan sonra bizler yeni fiyat listesini bastırıp üyelerimize dağıtıyoruz.

Osman ÇELİKKOL : Kaç üyeniz var ?

Ali ONGAN : Kahvelerde, İnternet Kafelerde Tost Yapılıyor

300 ile 330 arası değişiyor. Biz yine bir toplantı yapacağız. Bu toplantıda 3 kayıt alınır 5 kayıt silinir veya 5 kayıt olur 3 kayıt silinir. Silinenler dükkanı kapatan esnaflardır. Dediğim gibi dükkan açılıyor bakıyor 3 ay dayanamıyor ve kapatmak zorunda kalıyor. En büyük sorunlardan bir tanesi de budur. Bir diğer sorunumuz da kahvelerde internet kafelerde tost yapılma olayı var. Normalde yasak. Yasalarla çevirebilir tabi ki. Belediyeden iznini alır, ilgili odaya kaydını yaptırır ondan sonra zaten biz bir şey yapamayız. Üyemiz bize gelse dese ki; bak bu tost yapıyor bizde bakarız deriz bak bu adam bizim üyemiz satabilir.

Osman ÇELİKKOL : Osmanlı zamanın da bir ayakkabıcı eğer ayakkabılarını iyi yapmıyorsa o zamanın esnaf odası o ayakkabıcının ayakkabısını alır dama atarlardı ve dükkan kapatılırdı. Çünkü iyi ve kaliteli bir ürün vermiyorsa o işi yapmamalı. Şimdi böyle bir durum varsa ne yapılmalı ?

Ali ONGAN : Herkes Kendi İşini Yapmalı

Herkes kendi işini yapsa bu iş biter. Ben bira satıyorum. Bir restoran gibi değilim. Müşterime ufak tefekte olsa aç kalmaması için bir şey koyabiliyorum. Kalkıp ta 5 çeşit, 8 çeşit yemek koymuyorum. Girmiyorum çünkü benim kapasitem belli. İşimde belli, müşterimde belli. Yani ben işimi yapacağım. Benim işim birahane işletmek. Gelen müşterim doğrultusunda arz ve talep doğrultusunda ürün çeşidim sınırlı olduğundan dolayı müşterim bu ürünlerden seçmek zorunda. Müşterilerimde zaten bunu biliyor.

Ali ONGAN : İyi ve Kaliteli Hizmet Veren Müşteri Kaybetmez

Dediğim gibi herkes kendi işini yapsa hem kaliteli bir hizmet verilir, kazanan daha iyi kazanır. Çünkü iyi ve kaliteli bir hizmet sunan bir işyeri müşteri kaybetmez daha da müşteri kazanır. Bir yandan işte benim müşterim az onun müşterisi fazla diye düşünülüyor. Eskiden böyle bir şey yoktu. Eskiden bir esnaf şefte yaptıysa derdi yandaki arkadaşım daha şefte yapmadı diye ona yönlendirilirdi. Şimdi oda yok. Devamlı bana, daha da onun elindekini almaya çalışıyorlar. Müşteri istediği yere girebilir. Sen onu zorla çekemezsin. Hadi 1 çektin, hizmeti veremedikten sonra 2.yide çektin yine aynı oldu 3 te müşteri der kardeşim ben paramla içiyorum. Ben şunu beğenmedim bunu beğenmedim der.

Ali ONGAN : Eskiden Farklıydı

Eskiden biz 2 3 arkadaş otururduk bir yere, bir süre geçtikten sonra kalkar başka bir mekana giderdik. Birkaç yeri gezerdik. Birkaç gün sonra onlarda arkadaşlarını bizim mekana getirirdi. Bu şekilde bir döngü, bir yakınlaşma, bir kaynaşma olurdu. Şimdi maalesef öyle değil.

Osman ÇELİKKOL : Oda olarak üyeleriniz ile yaptığınız etkinlikler var mı ?

Ali ONGAN : Üyelerimizin Hijyen Belgelerini Almalarını Sağlıyoruz

Şuanda yaptığımız bir şey yok. Fakat geçen sene bundan 2 sen önce yaptığımız etkinlikler vardı. Ama federasyonun düzenlediği fuarlar var. Gıda fuarlarında federasyonumuz bize ön ayak oluyor ve bizi destekliyor. Burada İzmir’e götürdük üyelerimizi. Onun haricinde hijyen belgelerimiz vardı. Üyelerimizi bu konuda bilgilendirdik. Hijyen belgelerini almalarını sağladık. 40 kişi olduğunda bu programı açıyoruz. Dediğim gibi bu açılan kapanan yerler olduğu için bu 40 kişi olduğu zaman yeniden açacağız. Bu bir arz talep meselesidir.

Ali ONGAN : Yönetim Kurulu Arkadaşlarımız İle İyi Bir Hizmet Vermeye Çalışıyoruz

Bu konuda bir talep olduğu zaman biz yine anlaşmalı olduğumuz firma ile eğitimlerini veriyoruz ve bunun sonucunda sertifikalarını veriyoruz. Bu kurs belli bir saat süre zarfı içerisinde gelinerek ve bu saatlerde eğitimlere katılım üzerine veriliyor. Kurs bitiminden sonra 15 gün içerisinde bu sertifikalar bize geliyor ve bizlerde bu arkadaşlara veriyoruz. Odamızda yönetim kurulundaki arkadaşlarımız ile en iyi hizmeti vermeyi çalışıyoruz. 

Röportaj : Osman ÇELİKKOL

_dsc4209.jpg_dsc4214.jpgsablon-012.jpg

Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 9150 defa okunmuştur
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Aydın Özel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0544 8148480 | Haber Yazılımı: CM Bilişim