• Aydın10 °C
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
MHP Aydın İl Başkanı Hasan Muti ile Röportaj
14 Ağustos 2010 Cumartesi 23:45

MHP Aydın İl Başkanı Hasan Muti ile Röportaj

www.aydinozel.com Genel Yayın Yönetmeni Adnan Aytaşkın ın MHP Aydın İl Başkanı Hasan Muti ile röportajı...

www.aydinozel.com Genel Yayın Yönetmeni Adnan Aytaşkın ın MHP Aydın İl Başkanı Hasan Muti ile röportajı...

Adnan Aytaşkın :

Başkanım sadece Genel Gündem ile alakalı değil de Genel bir Röportaj Tarzı düşünüyorum. Biraz kendinizden bahsedermisiniz yani Kaç doğumlunuz, nerelisiniz evlisinizdir sanırım.

Hasan Muti :

Öncelikle Yarın Ramazan Ayının ilk gününü idrak edeceğiz. Bu vesileyle de okuyucularınızın Ramazan Ayı nı tebrik etmek istiyorum. Allah inşaallah Ramazan Ayı nda hayırlara vesile olacak çalışmalar nasip eyler inşallah. 12 Eylül de Sandıktan bir HAYIR çıkarak hem HAYIR lı bir Ay ın neticesinde hem HAYIR lı bir iş yapmış oluruz.

Ben 1960 Aydın ın köşk o zaman beldeydi beldesinde doğdum. ilk ve orta okulu Köşk te bitirdim. Liseyi Aydın Lisesinde bitirdim.

Aydın Lisesinden sonra Babamın Almanya da olmasında dolayı Almanya ya gittim. Almanya ya gittiğimizde de Hamburg Üniversitesi nde hazırlık sınıfı nı okudum. 1977 - 1980 yılları arasında hazırlık sınıfında okudum daha öncesinde tabi bir dil eğitimi aldık. Almanca dil eğitimi aldım. Bunun akabinde 1980 ihtilaliyle Türkiye den yoğun bir iltica cı Almanya ya akın edince bu defa sınavsız olarak gireceğimiz üniversitelere baraj sistemi getirdiler. Yatay geçişle gelenlere diploma notu yüksek olanlara öncelik tanınınca biz öğrenimimiz e devam edemedik.

Üniversite Eğitimize devam edemedik ama yine 1983 1986 yılları arasında Torna Tesfiye ve Montaj üzerine eğitimimizi aldık. Daha sonra bir müddet daha çalıştıktan sonra, 1987 yılında Türkiye ye döndük, askerliğimiz yaptık.

Adnan Aytaşkın :

Siyasi Hayatınızdan Bahsedermisiniz.

Hasan Muti :

Daha sonra Köşk hala daha beldeydi o zaman Belde Yönetim Kurulu Üyeliği Milliyetçi Çalışma partisinde Belde Yönetim Kurulu üyeliği daha sonra 1992 yılında da Milliyetçi Çalışma Partisi nden sonra Partimiz Milliyetçi Hareket Partisi adını alınca Kurucu İl Yöneticiliği, ve 1992 yılından bu güne kadar da Milliyetçi Hareket Partisinin Çeşitli kademelerinde İl Yöneticiliği, İl Muhasipliği, İl Başkan Yardımcılığı, son olarak ta 2007 tarihinde 2006 da Kongre de seçilmiş Nedim Güraydın Bey in 2007 seçimlerinden sonra Sağlık sebeblerinden dolayı İl Başkanlığın ndan ayrılınca il yönetimi içerisinden İl Başkanlığı görevine getirildik. O zamandan bu yana İl Başkanlığı görevini yapıyoruz. 2009 yılındaki İl kongremiz de de 3 arkadaşımızla 3 aday la girilen kongremiz de de İl Başkanı olarak delegelerin teveccühü ile seçildik.

O zaman dan yani 1992 yılından bu yana da parti mizin daha öncesinden de 1973 yılında Ülkü Ocaklarına ilk girişimizle başlamıştık. Daha sonra Köşk Belde Yöneticliği, daha sonra Aydın İl Yöneticiliği, Teşkilatımızın her kademesinde tecrübe edindiğimizi düşünüyorum. Bilgi birikimimiz olduğunu düşünüyorum, o zaman da Almanya da bulunduğum süre içerisi nde de Türk Ocakları nda Almanya daki işçi Türk Federasyonu na bağlı Türk Ocakları nda görev yaptık.

O Zamandan bu zamana da amacı topluma hizmet olan her siyasi parti gibi Milliyetçi Hareket Partisi nde de vatandaşımızın hizmetinde devletimizin hizmetinde elimizden geldiği kadar, bu görevi başarıyla yapmaya çalışıyoruz. Tabi eksiklerimiz de var. Eksiklerimiz tabi ki bunları koşullara göre konjenktör e göre değerlendirilebilir. Ama elimziden geldiği gibi en iyisini yapmaya çalışıyoruz.

Adnan Aytaşkın :

Evlimisiniz Mesleğiniz nedir?

Hasan Muti :

Evliyim. İyi Derece de Almanca biliyorum. 3 erkek evladım var.

Bunun yanında mesleğim tabi şimdi ben montaj sanayiinde meslek edindim, elimde diplomam var ama Türkiye ye döndükten sonra Kuru Temizleme işi yapmaya başladım. Kıbrıs Caddesinde bir iş yerim vardı. 1991 senesinden 2007 ye kadar kuru temizleme işi yaptım. Daha sonra ağırlaşan ekonomik şartlar, esnaflığın ağırlaştırılmış şartları ndan dolayı, mülküyeti bana ait olan İşyeri mi devren kiraladım. Kendim şimdi Emekliyim. Emekli olarak hayatımızı devam ettiriyoruz.

Adnan Aytaşkın :

Çalışan İl Başkanlarına göre Emekli bir İl Başkanının olması Milliyetçi Hareket Partisinin Aydın İl Teşkilatı açısından bence avantajdır.

Hasan Muti :

Yani evet. Bu avantaj olarak da değerlendirilebilir. Tabi ki şimdi bir siyasi parti idare etmek herşeyden önce zamana bağlı eğer zamanınızdan feragat edemiyorsanız, bu işi çok kısıtlı bir şekilde yapabiliyorsunuz. Ama tabi Emekli nin hali ortada şimdi zaman ve nakit diyeceğiz ama nakit kısmı emekli de biraz zayıf kalıyor malesef. Zaman bol. Bol zamanda olması da en azından nakit den dolayı doğacak olan bitakım handikapları da olumlu hale de getirebiliyor açıkçası. Bu açıdan Emekli olmanın avantajlarını ben açıkçası kullanıyorum. Çünkü zamanımız bol. Partimize daha fazla zaman ayırabiliyorum. Zamanı daha fazla ayırabildiğimiz için bu konuda da hem partililerimize hem de siyasi faaliyetlerimiz de daha fazla vakit ayırabiliyoruz. Bunun avantajları da var Emekli olmanın. Hem bizzat çalışıp bir işinizin yanında Siyasi Parti Yöneticiliği yapmak çok güç.

Adnan Aytaşkın :

Başkanım bir de siyasi faaliyet in dışında, ailenizin dışında hobileriniz nelerdir. Sosyal faaliyet olarak.

Hasan Muti :

Ben 13 yaşımdan bu yana ülkü ocaklarına adımımızı attığım günden itibaren, kendimi hobi olarak sanki bu memlekete adamış durumuna sokuyorum.

Hobi olarak tabi ki ben futbol oynadım, Futbol Hakemliği yaptım, Antrenörlük belgem var, Aynı zamanda TÜFAD ın yani Türkiye Futbol Antrönerleri Derneği Aydın Şubesinde Yönetim kurulu üyesiyim. Tabi ki boş zamanlarımızda Futbol u şimdi artık izlemekle yetinebiliyorum. Spor un her dalı, benim ilgiyle izlediğim sadece futbol değil, Güreş inden Boks una kadar, Atletizm e kadar yani sporun her dalı bizim ilgi alanımızda yani sporu seviyoruz. Sporun her dalını seviyorum.

Müzik olarak tabi ki en çok Türk Halk Müziği ve Türk Sanat Müziği ağırlıklı olmak üzere, müziğin kulağa güzel gelen her melodisi hoşumuza gidiyor tabi ki.

Bunun yanında Seyahat etmek diyeceğim ama buna fırsat olmuyor. 1973 yılından bu yana eğitimizin dışında siyasi parti yöneticiliği yaptığımız bu andan itibaren maalesef kendimize çok vakit ayırabilmiş değiliz. Çok arzu etmemize rağmen mesela bugün yaz günlerinde herkesin Didim Kuşadası gibi bir yerde yazlığı olup tatile giderlerken bizim öyle bir şansımız yok.

Biz eğer mümkün olduğu taktirde genelde her iki yılda bir gidebildiğimiz biz aslen Rize kökenliyiz. O Rize nin güzelim yeşilliğini o masmavi sularını tabiat güzelliğini görmek hemde akrabalarımızı ziyaret etmek için genelde en fazla 2 yılda bir Rize tarafına da giderdik. Maalesef bu sene gündemin hem yoğunluğu itibariyle hemde ülkemizin içinde bulunduğu ortam itibariyle, Aydın Merkez den çok fazla ayrılamıyoruz. Onun için çok istememize rağmen seyahate fırsatımız olmuyor.

Spor u da artık televizyon başında yada sahalara giderek daha çok genç takımların maçlarını izlemeyi seviyorum. Orda biraz kendi gençliğimizden de parçalar gördüğümüz için o zamanın şartlarında futbol oynamakla şimdi ki çim sahalarda gençlerimize sağlanan imkanlar çok daha iyi.

Hobi miz Parti oldu. Hobi miz ile görevimizi bir arada yürütmeninde sevincini yaşıyoruz aslında. Hem görevimiz hem Hobimiz olarak Milliyetçi Hareket Partisinde yöneticilik yapmak bu ülke için bizim partimize düşen görev itibariyle bir tuğlanın üzerine bir tuğla daha koymak hem bize onur veriyor hemde görevimizi yapmış olmanın huzurunu veriyor.

Bu manada şuanda herhangi bir sıkıntımız yok ama bazen insanın bir gün dahi olsa iki gün dahi olsa bir tatil yapma veya kafayı boşaltma gibi bir ihtiyacı da olmuyor değil aslında.

Adnan Aytaşkın :

Başkanım ben daha önce köşe yazımda da yazdım. Tebrik ettim sizi köşe yazımda Pankart ı kaldırdığınız için. Aslında Pankart ın indirileceğini düşünmüyordum yani çünkü bir inatlaşma gibi birşey oldu karşılıklı Milliyetçi Hareket Partisinin de daha inatçı davranacağını düşünüyordum. Nasıl oldu Pankart ı indirme kararı Genel merkeze mi danıştınız yoksa burda İl yönetimiyle aldığınız bir karar mı ?

Hasan Muti :

Okudum yazınızı Teşekür ediyorum. isterseniz en baştan anlatayım. Rahmetli Şehidimiz Mehmet Ali Tosun un cenazesiyle birlikte Türkiyenin değişik bölgelerine çok sayıda şehit gelmesi ne tepki olarak ve üstelik te ocak şubat aylarından itibaren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın ve hükümet üyelerinin açılım politikalarından dolayı ülkenin içerisinde bulunduğu durumu hem Partimizin demokratik bir tavrı olarak protesto etmek için bir pankart hazırladık.

Bu Pankart ın üzerinde Bir tarafta Sayın Başbakan la Amerikan Başkanı Barack Obama nın bir toplantı neticesinde çekilmiş olan el sıkışırken ki fotoğrafı bir de alt tarafında da Şehit Tabutuna sarılmış olan evladının tabutuna sarılmış olan bir annenin resmedildiği ve üzerinde Sen Açıldıkça Analarımız Ağlıyor yazan bir Pankart.

Yani burada şehitlerimizi istismar etme gibi bir kastımız yok çünkü şehitleri isitsmar edecek olan Milliyetçi Hareket Partisi belki de en son parti olmalı. Çünkü biz 1980 öncesinde bizim kendi arkadaşlarımızı yine sağ sol olaylarında ve ülkenin bölünmez bütünlüğü tehlikeye girdiğinde Emniyet Güçlerinin yetersiz kaldığı bir ortamda ben ve benim arkadaşlarım bu konuda direnç göstererek ben birçok arkadaşımızı da toprağa vermiş bir hareketinde mensubuyuz yani dolayısıyla bizim de şehidimiz diye tabir ettiğimiz arkadaşlarımızın belki de 5.000 lerin üzerinde bir sayıda gencecik fidanı toprağa vermiş bir hareketin mensuplarıyız. Bunun üzerinden istismar etmek veya isitsmar edildiğini ima etmek bizim partimizede şahsımızada en büyük hakaret olarak algılıyoruz.

Bizim sadece tepkimiz 2002 den bu yana İktidar olan AKP hükümetinin terör e karşı acziyetini ve en son olarak ta 2010 yılının başlarından itibaren de açılım safsatasıyla terörizme vermiş olduğu büyük tavizler neticesinde artan şehit sayısını biz şuan diyoruz ki bu hükümetin siyasi bir kararıdır. Bu karar yanlıştır. Bunun düzeltilmesi gerekir.

Bunu biz istismar etmiyoruz ama eğer istismar ediyorsunuz gibi bir ithamla karşılaşıyorsak o zaman bunu engellemek hükümetin elinde dir. Sizde bu istismar alanını daraltın o zaman yani kısacası o zaman şehit gelmesini engelleyin. Terörizmi bitirin artık bu ülkenin evlatları askere gittiğinde asker ocağında silah başında kahpe bir pusuya veya bir mayına şehit verilmesin. Bundan doğal bir talebimiz olabilir mi. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir vatandaşı olarak ta hemde bir Siyasi Partinin İl Başkanı olarak ta benim bunu istememden doğal birşey olabilir mi ? Bende evlat sahibiyim herkes gibi bende evlat sahibiyim. Benimde evladımın başına yarın birşey gelebilir. Ateş düştüğü yeri yakıyor tabiki.

Bu acılara son verilsin, bu acılara son vermek için dağ başındaki teröristi otobüslerin üzerinde karşılama törenleriyle ayaklarına mahkeme götürmek le değil, onlarla müzakereye başlamakla değil, bizzat tepelerine Devletin gücünü ispat ederek tepesine çökerek bertaraf etmek gerekir.

O şehidimizin cenazesinin tören günü ilk o pankartı asmıştık. Tabi ki bu pankart başta Başbakan olmak üzere AKP İl ve İlçe yöneticilerini veya Milletvekillerini rahatsız etmiş olmalı.

Aşağı yukarı biz o pankart ı zannediyorum 21 Haziranda asmıştık. Şehidimizin cenazesinin kaldırıldığı bir güne denk gelmişti.

O zamandan bu zamana dururken en son 16 Temmuz Cuma günü akşamı Milletvekilimiz İlçe Başkanımız Kamusen İl Temsilcilerinin de olduğu bir partilimizin cemiyetine giderken daha önceden Emniyet ten Güvenlik Şube den bir arkadaşımız aradı görüşmek istediğini Şuan da müsait olmadığımı söyledim. Daha sonra Emniyet Müdür Yardımcısı aradı. Biz sıkıntıdayız pankart ı indirmeniz mümkün mü ? Bu arada saat 21.00 civarında.

Daha sonra Aydın İl Emniyet Müdürü Tacettin Kurt Beyefendi aradı. Sıkıntıdayım lütfen rica ediyorum hatırım için pankart ı indirirmisiniz dedi. Bende kendilerine aynen şu cevabı verdim.

Dedim ki bu pankart ta suç unsuru birşey yok. Hakaret yada Aşağılama gibi bir durumda söz konusu değil. Bir fotomaontaj da sözkonusu değil. Biz tabi siyasi partilerin ifade özgürlüğüne dayanarak Hak ve Özgürlükleri artırdıklarının iddia eden Sayın Başbakan bize de bu konuda herhalde biraz özgürlük tanımıştır. Biz özgürlükten yanayız. Eğer bir suç unsuru olmuş olsaydı 20 gündür asılı olan pankartı savcılık harekete geçer yazılı talimatla pankartı bize indirtirdi. İndirmediğimiz taktide de bu defa güç kullanarak alırdınız. Ceza i Müeyyide uygulardınız. Onun için biz bunun şuan suç unsuru olduğunu düşünmüyoruz. Pankartı indirmeyi düşünmüyoruz. Böyle bir şeyi de arzu etmiyoruz dedik.

Tesadüfen Sayın Milletvekilimizle düğün dönüşü 23,30 gibi 16 Temmuz Cuma günü bu bölgeden geçerken Aydın Belediyesinin itfaiye aracının merdiveniyle partimizin camına ulaşıldığını pankart ı almak üzere olduklarını gördük.

İtfaiye ye görev kağıdı sorduk, görev kağıdı olmadığını söyleyince sizi şikayet edeceğiz deyince itfaiye topladı merdivenini gitti Pankartı indiremeden.

Daha sonra Suat İkan Emniyet Müdür Yardımcısı tahrik edici davranışlarıyla sürekli polis takviyesi aldı buraya kaldı ki Suat İkan ın da o akşam görevli olmadığını tespit ediyoruz. Yani hiç görevli değil o akşam ne nöbetçi nede bu işle ilgili görevlendirilmediğini tespit ediyoruz. Kendisinden görevlendirme yazısını istiyoruz. onlar da yok.

Orda toplanan tesadüfen gelen partilerimiz 50 - 60 kişi kadardı. Ancak Polis müdürlüğünde çalışan aşcısından kuaförüne kadar bütün memurlarının dahi, bu alana getirildiğini görüyoruz. Bu alana Panzerlerin getirildiğini görüyoruz.

Bunun üzerine Aydem in Elektrik şebekelerini düzenlemek için Vinçli sepetini getiriyorlar oda olmuyor mesafe kısa geldiği için, Aydın Belediyesinden de görevlendirme olmadığından dolayı, itfaiye göndermediğinden dolayı en yakın Sultahhisar Belediyesi 30 km uzaklıktaki itfaiye aracını getirtilerek o arada da sürekli arkadaşlarımızın tahrik edilmeye çalışıldığını görüyoruz bizim sakinleştirme çabalarımız vardır.

17 Temmuz Cumartesi Saat sabaha karşı 02.30 gibi Pankart a polis el koydu ve halen daha pankart ımız Emniyet Müdürlüğünde veya da herhangi bir yerinde el konulmuş vaziyette. Hiçbir tebligat yok, 3 gün sonra bize gelen tebligat ta kabahatler kanununa göre sabah karşı 02.30 da 140 TL civarında ceza tahakkuk ettiriliyor.

Bunlarla ilgili biz başta Sayın Aydın Valisi Hüseyin Avni Coş olmak üzere Aydın Emniyet Müdürü Tacettin Kurt, Emniyet Müdür Yardımcısı, Aydem in aracı, aracı kullanan kişi ve onun yetkilisi Sultanhisar Belediye Başkanı ve itfaiye aracını kullana kişiler hakkında Partimizin yetkilendirdiği Avukatlarımız suç duyurusunda bulundular. Cezaya da itiraz ediyoruz çünkü biz öyle bir kabahat işlemediğimizi düşünüyoruz. Eğer öyle bir olmuş olsaydı bunu mesai saatleri içerisinde Cumhuriyet Savcılığından alınmış olan kararla pankart ın yasayla indirilmiş olması gerekirdi. Böyle birşey yok hala daha bize Pankart ın suç unsuru olduğuyla ilgili tebligat yok.

Sayın Vali daha sonra dan birkaç yerde vermiş olduğu mulakat da kendilerinin bizi 3 kere ikaz ettiklerini söylüyorlar. Tabi Sayın Vali İspat edemeyeceği konuda fikir beyan etmiş biz böyle bir beyanat almadık. Biz böyle bir tebligat almadık. Tebligat ın yazılı olarak verilmesi gerekir telefonla yapılan ricaları biz tebligat olarak kabul etmiyoruz. Telefonla Pankart ın indirildiği akşam bize 2 - 3 kere Telefon la rica edildi. Pankart ı indirmemiz noktasında bunu tebligat olarak algılamamız mümkün değil çünkü Tebligat yazılı olarak verirlir bir, yasaya veya maddeye göre dayandırılmış yazılı tebligat yapılır. Tebligat tan bizim anladığımız budur. Bir Devlet İdaresindeki tebligatı bu anlamda yorumluyoruz.

Böyle bir tebligat olmadığı biyerde de Sayın Vali Kendisini ispatlayamayacağı iddialarla suçluyor. Ve tabi ki iddiaları ispatlayamadığınız müddetçe de Türkçe de çok farklı bir tabirle karşılaşıyor insanlar. Yani eğer söylediğinizi doğru olmayan beyanlarınızı ispatlayamadığınız taktirde onun Türkçe de ki karşılığını kamuoyu zaten çok iyi biliyor. Benim burdan Devletin Aydın Valisine bu sözcüğü kullanmak istemiyorum. Ama Sayın Valinin bunu çok iyi bildiğini biliyorum.

Akabinde bu pankart olayıyla ilgili Aydın Teşkilatı biranda Türkiyenin gündemine oturdu. Çünkü bütün Türkiye Sadece Milliyetçi Hareket Partililer değil bütün Türkiye Sayın Valinin bu kanunsuz uygulamalarına tepki gösterdi.

Daha Sonra ise Sayın Genel Başkanmız Devlet Bahçeli grup toplantısında olayın akabindeki salı günü olan Grup Toplantısında da Taşkilatımıza Partimize ve bizlere sahip çıkmak adına ilk mitingimizi Aydından başlatıyorum sözüyle biz harekete geçtik.

Akabinde 1 Ağustosta Aydında İstasyon Meydanı bize verilmedi ve buna karşılık bizde idari mahkemeye gittik, Mahkeme kararıyla biz burada istasyon meydanında miting yaptık. Ve gerekçelerimizle bize tahsis edilmesi düşünülen malazgirt meydanı miting yapmaya uygun bir ortamda olmadığı için hem güvenlik açısından hemde yasada belirtilen pazar yeri girişini kapatması dolayısıyle yada elektrik kullanımına müsait olmadığından dolayı idari mahkemenin kararıyla miting Meydanının kaldırılmasını yürütme yi durdurma kararı çıktı.

Biz Aydınlı Hemşehrilerimizin sadece Milliyetçi Hareket Partililerin değil bu konuda Aydın Valisi nin tavırlarına, Açılıma, 12 Eylül referandumunda HAYIR diyecek olan bütün Aydınlı hemşehrilerimizin katılımıyla kendilerine ben candan teşekkür ediyorum. Mitingimizi onurlandırdıkları için. Çok canlı görkemli bir miting yaşadık.

Genel Başkanımız da Aydın dan Memnun bir Şekilde ayrıldı. Ve Genel Başkanmız da kürsüden neden HAYIR denmesi gerektiğiile ilgili çok net mesajlarını Aydınlılar a ilettiler. Burdan Genel Başkanımıza, Mitinge katılan Partilerimize Aydınlı Hemşehrilerimize görev yapan Basın Mensuplarına kadar bütün katılımcılara Teşekkür ediyoruz.

O gün astırmış olduğumuz mevcut indirilen pankartımıza ilaveten Baskılar Ülkücüleri Yıldıramaz, Zalimlerle Hesabımız var ve Genel Başkanmızında Fotoğrafını eklediğimiz Pankart ın daha büyüğünü biz Miting esnasında astık.

Tabi Genel Başkanımız Devlet Bahçeli Ayrıldıktan sonra 5 Ağustos ta Başbakan ın Aydın da Toplu Açılış Töreni bahanesiyle miting yapma kararını aldığını öğrendik.

Pazartesi Sabahı asmış olduğumuz Pankart ile ilgili sürekli Basın dan gelen yoğun talepler karşısında Pankart ın akibetiyle ilgili sadece şunu ifade ettim. Dedim ki Siyasi Partilerin İktidar gücüyle Kamu gücünü kullanan İktidar daki Siyasi Partiler Devletin gücünü bir başka partinin yada bir başka Kurumun üzerinde kamu gücünü kanunsuz uygulamamalıdır. Bu siyasi içerikli bir pankarttır. Siyasi İçerikli bir Pankart ı eğer AKP Aydın İl Başkanı Sadık Atay dan rica gelirse rahatsız olduklarıyla ilgili kaldırmamız ile ilgili bir rica gelirse Pankart ı kaldırabileceğimizi ifade ettik.

O gün akşam üzeri Sayın İl Emniyet Müdürü Tacettin Kurt Beyefendi beni makamına bir kahve içmeye davet etti. Orda Pankart ile ilgili sorun gündeme geldi. Bizde ifade ettiğimiz gibi kamu nun bu işlere karışmaması gerektiğini kamunun gücü Siyasi Partiler üzerinde yasa dışı yollarla uygulanmamalı, tek başına Siyasi İktidar ı ele geçiren partiler kamunun gücünü bu şekilde kullanmamalı noktasında ama AKP İl Başkanı Sadık Atay dan böyle bir talep gelirse biz pankart ı indirebileceğimizi bu aynı zaman da toplumumuza hem rahat bir nefes aldırmak adına iyi bir hareket olacağını hemde Siyasi Partilerin yöneticileriyle beraber bir dialoğu başlatma süreci açısından iyi olacağını hemde Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Başbakan ına karşı siyasi bir jest olarak ta algılanabileceğini ifade ettik.

Akabinde ertesi günü Sayın AKP nin İl Başkanı Sadık Atay ile biraraya geldik. Anladığımız kadarıyla mesaj yerine ulaşmış oldu. Daha doğrusu yerine değilde aslında bu işte görevli olmayanlara ulaştı onlar kendilerini bu işten görevli hissettiler demek ki. Sadık Atay bey bize Pankart tan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Başbakan ın Aydın Mitingi öncesinde Pankart ı kaldırmamızı rica etti. Bizde bu rica üzerine Pankart ı indirdik.

Yani şimdi ilk sorunuzun başındaki gibi Milliyetçi Hareket Partisi hiçbir döneminde hiçbir şekilde Devletle inatlaşmaya girmemiştir. Eğer bu pankart ta suç unsuru bir olay olduysa zaten yasalar buna anında müdahale eder indirirlerdi. Ama biz Demokratik hakkımızı kullandığımız bir ortamda böyle bir rica ile minnet in karşısında bir inatlaşma tavrını hiçbir zaman için benimsemedik. Biz hakkımızı savunuyoruz ama hiç bir şekilde inatlaşmadan sadece hakkımızı demokratik teamüller içerisinde savunuyoruz.

Devletle böyle bir karşı karşıya gelme durumunda Milliyetçi Hareket Partisi bir tarafta olmayacaktır. Bizim Genel Başkanımız Devlet Bahçeli ninde ifadesiyle, ülkücüler sokakta değil, ellerinde bilgisayar, kalem tutarak eğitimlerini yaparak ama hak ve sorumluluklarının bilincinde haklarının sonuna kadar da peşinde olacaklarını ifade etmişti. Bizde aynı tavır içerisindeyiz. Aydın Teşkilatı olarak ta biz sadece haklarımızı savunuyoruz. Hiçbir zaman Devletin hiçbir kurumuyla Emniyetinden başka birimlerine kadar inatlaşma sürecine girmemeye taraftarız.

Devleti idare eden Devlet Erk ini elinde bulunduran Devletin idarecilerinin de bu konuda da daha tarafsız olmaları gerektiğine inanıyoruz. Eğer Türkiye Cumhuriyeti Devletinde Siyasi Partiler Yasasına göre kurulmuş partiler de A Partisine farklı B Partisine farklı uygulama yapılıyorsa bizim tepkimiz buna karşı olabilir.

Ülkemizin bir yöresinde Abdullah Öcalan lı Posterler le yürüyüş yapılıp direneceğiz arkandayız mesajlarıyla pankartlarla yürünüyor Devlet buna müdahale etmiyor ama ülkenin bir başka köşesinde sadece Demokratik tepkisini yerine getiren Milliyetçi Hareket Partisi nin suç unsuru taşımadığı bir pankartının da Devlet gücüyle indirilmesine bizim tepkimiz bunadır.

Biz o akşam da ben görevli Emniyet Müdür Yardımcısı arkadaşa da söyledik. Biz sadece sizden yasal bir gerekçe görmek istiyoruz dedik. Bizim tavrımız budur biz size direnmiyoruz. Size herhangi bir güç kullanmıyoruz, taş atmıyoruz, top atmıyoruz, silah sıkmıyoruz, biz sadece sizden bir gerekçe istiyoruz yasal bir gerekçe istiyoruz bunun dışında buyrun indirin pankartı ama partimize arama emri olmadan partimizin kapısından içine giremezsiniz böyle bir hakkınız yok.

Ama saat 01.30 - 02.00 gibi 4 katlı bir binanın camına hiç bir gerekçe göstermeden hiçbir kanuni dayanağı olmadan hiçbir görev emri olmadan itfaiyenin merdivenini dayayarak pankart indirmenin Türkçesi veya karşılığı ne olabilir sizce ? Demokratik olmayan ülkelerde bulunan bir uygulamadır bu. Bunun adını ben mazur görülürse ya eşkiyalıktır derim yada hırsızlıktır derim.

Sizin kapınıza birisi gelip kapıyı çalmadan izin istemeden 1 bardak su istemesiyle farklı merdiveni dayayarak pencerenizden içeri girip 1 bardak su içmesi dahi farklıdır. Bunların tabirleri farklı farklı ifade ediliyor. Bizim tavrımız yani orda da pankart ımızın indirilişi esnasında da bir direnmemiz inatlaşmamız sözkonusu değil zaten. Biz öyle bir tavır içerisinde değiliz. Biz sadece yasal olarak ne için indirildiğini bilmek istiyoruz. Bizim bütün dayandığımız nokta budur. Hakkımız oduğunu da düşünüyorum.

Bir gerekçe olmadan kim kimin bir şeyine dokunabilir. Ondan sonra deniliyor ki işte bakın AKP nin pankart ı nı da indirdik, sizinkini de indiriyororuz. Ben onu da eleştiriyorum. Bugün AKP ben katılırım katılmam ama siyasi içerikli bir pankart asmış. Demiş ki şehitleri istismar ederek kemiklerini sızlatanlar anaların gözyaşlarıyla boğulacaklardır. Ben üzerime alınmıyorum bu sözden onlarda kendi düşüncelerini pankart ile ifade etmişler. Onlarında yasa dışı yollardan indirilmesine de tepki koyuyoruz.

Bu ülkede insanlar yada Siyasi Partiler fikirlerini düşüncelerini demokratik ortamlarda dile getiremeyecekler mi ? Acaba Türkiye de faşizm mi var ? Kominizm mi var ? Veya tek parti iktidarı diye veya Padişahlık dönemi gibi rejim değişikliği oldu da biz mi farkında değiliz. AKP nin pankart ının indirilmesine de biz tepki gösterdik. Milliyetçi Hareket Partisi olarak benim bu tarz da beyanlarım da var.

Ama onun peşinden birkaç gün sonra ki Sayın AKP İl Başkanı Sadık Atay ın bir istişare toplantısın da ifade ettiği söz işte Allah Devletimizden de Valimizden de Pankart ı indirenlerden de Allah razı olsun ifadesi hem bu ilişkiyi açığa çıkarmıştır. Siyasi Parti ve Devlet Erk ini kullananlarla ilgili olarak bağlantılarını ortaya çıkarmıştır. Hemde Aydın Valisini çok büyük güç durumda bırakmıştır. Bir kanunsuzluğu iktidar partisinin İl Başkanı nın teşvik etmesi yasa dışı yollarla bir pankart ın indirilmesinden dolayı duyduğu memnuniyetini ifade etmesi demokrasi adına çok manidar olarak görüyoruz. Hem ondan sonra meydanlarda çıkıyorlar diyorlar ki Biz bu referandumla Anayasa Maddelerini değiştiriyoruz Hak ve Özgürlükleri daha da artırıyoruz. Ama öbür taraftan tutuyorsunuz Hak ve Özgürlükleri artırdığınız iddia ederken bir pankart a tahammül edemiyorsunuz.

13 Eylül de eğer Referandum dan EVET çıkma durumunda Türkiyenin halini tasavvur bile etmek istemiyorum. Bugün yapılmış olan kanunsuzluklar o gün artık yasal hale getirilerek yapılmaya başlanacak. Tek parti hegomonyası ilan edilecektir.. Padişahlığa benzer bir yönetim tarzı Türkiyenin gündemine getirilecektir. YAŞ ile ilgili olarak ortaya konulanlar tamamiyle 12 Eylül Referandum uyla bağlantılı olarak yürütüldüğünü düşünüyoruz.

Ne demişti Necmettin Erbakan Askerler bize Selam Duracaklar demişti. İşte onun Rövanşı 28 Şubat ın Rövanşı alınıyor. 12 Eylül Darbesinin bahaneleri arkasına sığınılarak Türkiye cumhuriyeti Devletinden Devletin kurucu üniter yapısından Kurucu Felsefesinden intikam alınıyor. AKP Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Üniter yapısından rahatsız. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucu felsefesinden intikam alıyor. Bütün herşeyi bir cümleyle özetlemek gerekirse AKP Türkiye cumhuriyeti Devletinin iradesiyle oynuyor. Kurucu Felsefesinden intikam alıyor.

Devletin kurumlarını birbirlerine düşürerek Devleti artık çalışamaz duruma getirmeye çalışıyor. Anayasa değişikliğiyle ilgili burdaki amaçlanan Anayasa Mahkemesi üyelerinin sayılarının artırılmasıyla ilgili Hakim Savcılar Yüksek Kurumunun sayısıyla ve içeriğiyle ilgili yapılması gereken değişiklerdir. Zaten bu bütün sıkıntıların kaynağı buydu.

2 maddeyi çıkarsınlar Milliyetçi Hareket Partisi olarak bizim de içerisinde EVET diyebileceğimiz maddeler var. Veya bu maddeler tek tek oylansın. Bu 2 sıkıntılı madde dışında şuanda yasada var olan maddeler bunlar zaten. şimdi özürlülere Pozitif ayrımcılık yok mu ? Özürlüler kadrosundan insanlar işe alınıyor. Özürlü kadrosundan insanlar istihdam edildikleri gibi çalışamayacak özürlülere devlet in maaş bağlaması pozitif ayrımcılık değil mi ? Bu yasa var zaten, kadınlara pozitif ayrımcılık zaten yasamızda var. Şehit Ailelerine veya Gazilere pozitif ayrımcılık zaten yasamızda var.

Anayasa maddelerinin içine koymak sadece o gizlemek istediği 2 tane maddelerin dışında bir işe yaramıyor zaten. Şuanda geri kalan 25 madde tamamıyla yürürlükte olan maddeler. Kimsenin de bunlardan rahatsızlık duyduğu yok. Toplu sözleşme Hakkı veriyorum diyorsunuz. Ama uzlaşmama durumunda da Uzlaşma Kuruluna gönderiyorsunuz. Zaten şuandada var o. Şuan da da toplu sözleşmeyle Devletle anlaşamadıkları zaman Uzlaşma Kuruluna gidiyorlar. Uzlaşma Kurulunun olduğu bir yerde tekrar uzlaşma kurulunu Anayasa Maddesi haline getirmenin mantığını biz anlamakta zorlanıyoruz zaten. Böyle birşey yok.

 

Adnan Aytaşkın :

Başkanım yakın zamanda gerçekleşen MHP nin Mitingi ile Başbakan ın Açılışını değerlendirebilirmisiniz.

Hasan Muti :

AKP nin ve Sayın Valinin iddasına göre bu bir miting değil açılış töreniydi. Şimdi Toplu açılış törenine bir bakalım. Bunların içerisinde 3 tane sentetik çim saha var. 3 tane çim saha il özel idaresi tarafından finanse edilerek karşılanmış bir saha.

Bunun dışında İkizdere Barajı esas Adnan Menderes Hatıra Ormanıyla İkizdere Barajının merkezi olduğu toplu bir açlış töreni. Bakıyoruz ki İkizdere Barajı nda bir kere içme suyu amaçlı bir baraj. İçme suyu amaçlı olduğu için hem Aydın incirliova Germencik ve ova köyleriyle ilgili içme suyu ihtiyacını karşılamak üzere uzun yıllardır da yapılması planlanması süren bir barajdı. Bu Baraj ın açılması zaten tamamiyle teknik olarak mümkün değildir. Çünkü içme suyu amaçlı olduğu için burasının bir arıtma tesisi olması lazım. Yani Baraj dan alınan su hemen Çeşme den içilebilecek durumda değil ki zaten. Onun için birincisi Baraj dan çıkan bir arıtma tesisi olması lazım. İkincisi ise su isale hatları şuanda hala yok. Yani barajı su tutuyor seviyeye getirdiniz açılışını yapıyorsunuz iyide nasıl kullanıcaksınız bunu içme suyu amacına yönelik nasıl kullanıcaksınız. Su isale hatları yok. Herhangi bir şebeke bağlanması yok. Suyun arındırılması için arıtma tesisi yok. O zaman sadece Su tuttuğu için açıyosunuz bunu ama amacına ters bir durum var ortada. Bunun için bu isale hatlarıyla arıtmalı yapılması en az 1 - 2 yıl süre gerektirecek. Çünkü hem şebekeye bağlanacaktır. hem ilçeler ve beldelere bağlanacak.

Bunun yanında Nazilli deki 500 kişilik Yurt binası 1 yıldır kullanımda bunun dışında Buharkent Anaokulu mezunlarını verdi, oradaki yavrularımız ilkokul 1. sınıfa başlıyorlar bu sene kayıt oldular birinci sınıf yani 1 yıldır kullanımda. Kuyucak Anadolu lisesi aynı şekilde. Bozdoğan 500 kişilik Adnan Menderes Kapalı Spor salonu 1 yıldır kullanımda. Kuyucak Hükümet Konağı ek binaydı daha sonra bunu entegre ederek tesis olarak açtılar. Kuyucak Anadolu Lisesi nin öğrencileri bu sene 2. sınıflarda. Yani 1 yıldır kullanımda.

Şimdi bana hiç kimse diyemez ki bunlar toplu açılış törenidir. Hayır efendim bunlar toplu Açılış Töreni değildir. Çünkü Toplu Açlış Töreni olmuş olsaydı. AKP nin İl Başkanı 1 haftadır bütün ilçelere araç gönderiyor anons yaptırıyor. Pankart lar astırıyor. Vatandaşlar miting e davet ediliyor.

Aydın Valiliği muhtarlara arattırılıyor. Bir araçla kalabalık olarak mitinge gelinmesi törene gelinmesi araçların ücretinin Valilik tarafından ödenmesi söyleniyor. Gerektiğini elimde ses kaydı var. Elimdeki ses kaydında Sağlık Müdürlüğünün bütün Sağlık kuruluşlarında sesli anonsla Saat 11.00 de meydanda kalabalık görünmeyince açılış törenine davet ediliyor bütün çalışanlar. Milli Eğitim Müdürlüğü Mail olarak bütün okul müdürlerine hem mail olarak hemde telefonla Devletin bütün kurumları hem görevde hemde izinli sayılarak meydana taşınmaya çalışılıyor.

Ama maalesef meydanda sayı olarak bizim buradan izlediğimiz kadarıyla 4-5 Bin kişi bir kalabalık toplanabiliyor. Bizim açımızdan değerlendirmemiz tam bir fiyaskodur. Bizim Mitingle ilgili tabi mukayese yapmak anlamında bizim mitingimizin 4 te 1 i civarında kişi vardı. O kalabalığa Sayın Başbakan hitap ediyor, burda toplu açılış töreni bahanesiyle yapılıyor ama Sayın Başbakan dan önce Aydın Valisi Hüseyin Avni Coş, Çevre ve orman Bakanı Veysel Eroğlu konuşma yapıyor.

Başbakan kürsüye çıktığında Toplu Açlışlarla ilgili birkaç cümlenin dışında konuşmanın içeriğinin %80 i Referandum da neden Evet denilmesi gerektiğiyle ilgili ve Cumhuriyet Halk partisi yönetim kadrolarının eleştirildiği veya da Milliyetçi Hareket Partisi nin Referandum sürecindeki davranışları eleştiriliyor.

Yani onun için biz diyoruz ki Sayın Başbakan ın konuşması içeriğine baktığımızda bu bir toplu açılış töreni değil, bir Devlet Töreni değil, bir mitingtir. Ama maalesef böyle bir mitingi AKP devletin sırtına yüklemiştir. Devletin sırtından da Vatandaşa hitap etme imkanı bulmuştur Sayın Başbakan.

Bizim açımızdan Aydınlının niyetini ortaya koyması açısından bu çok önemli bir değerlendirmedir. Biz şunu ifade ediyoruz. Aydınlı hemşehrilerimiz tercihini ortaya koymuşlardır. Pazar günü olan la Perşembe günü gerçekleştirilen mitingi karşılaştırdığımızda Aydınlı Hemşehrilerimiz Referandum da Hayır deyeceğini mitinglerde ortaya koymuştur ve biz bunun da % 80 Civarında %75 veya % 80 Civarında Aydında Sandıktan HAYIR oyu çıkacağını tahmin ediyoruz.

Adnan Aytaşkın :

Kemal Kılçdaroğlu CHP nin başına geçtiği zaman Aydın Belediye Başkanımız Özlem Çerçioğlu % 40 oy alırız bu şekilde bir açıklaması var. Sizde sanırım % 40 olmaz ama yükselişteler % 30 alırlar diye bir açıklamanız var sanırım.

Hasan Muti :

Tabi Sayın Özlem Çerçioğlu kendi gönlünden geçeni ifade etmiş bir siyasi partinin Belediye Başkanı olarak. Şimdi bizim Aydın daha çok Sağ tandanslı bir il olarak lanse ediliyor. Mutlaka il Merkezinde de 12 İlçede de Cumhuriyet Halk Partili Belediye Başkanları vardır. Bizim buna bir itirazımız yok ama Cumhuriyet Halk Partisinin Seçim Stratejisine baktığımızda 2009 da Sağdaki 3 partinin Sağ oyları paylaşmasıyla Cumhuriyet Halk Partisi nin aradan sıyrılma gibi bir pozisyonu var. Bunun için baktığımızda % 25 , % 26 larda bir görülüyor 2009 daki yerel Seçimlerde ki alına oy. Bunu belki de Kemal Kılıçdaroğlu Bey in bir rüzgar yakalamasıyla beraber ancak % 30 lara tırmandırabileceğini düşünüyoruz. Benim ifadem o anlamdaydı.

Yani Aydın da % 70 lik bir Sağ seçmen söz konusu. Eğer Halkın % 30 u Cumhuriyet Halk partisi ne oyunu verecek olursa Demokratik Sol Parti de %1 % 2 lerde diye düşünecek olursak, Aydında % 70 lere yakın bir Sağ seçmen vardır. Sağ seçmende AKP nin düşüşte olduğunu gözlemliyoruz. Demokrat Partinin Hala daha netleştirememiş olduğu bir genel merkez yapısıyla çok fazla seçimlerde Aydının dışında en azından fazla etkili olabileceğini düşünmüyorum. Onun için büyük bir ihtimal Saadet Partisi biraz çalkantılı bir döneme girdi.

Böyle baktığımızda sağ oyların Milliyetçi Hareket Partisi ve AKP ye geleceğini ki AKP nin de düşüşte olduğuna göre hesap yaparsak Milliyetçi Hareket Partisi nin önümüzdeki Genel Seçimlerde Aydın dan 1. Parti olarak çıkmasının hem altyapı olarak çalışmasını yapıyoruz hemde diğer tahmin ve düşüncemiz o şekildedir.

Milliyetçi Hareket Partisi 2010 Genel Seçimlerinde Aydında 1. Parti olarak çıkmasını bekliyoruz. Tahminlerimiz Aydın içindi. Çünkü Aydın İl Başkanı olarak hem kendi teşkilat çalışmalarımı hemde Aydınlı hemşehrilerimizle hem birebir görüşmelerimizde hemde ziyaretlerimizde edindiğimiz intiba budur.

Mutlaka ki 1983 yılında bir Anavatan rüzgarı esmişti 2 dönem sonra duruldu ve Anavatan Partisi şimdi yok olmak üzere. Şaunda ki oy oranı % 2 lerde. AKP nin de aynı şekilde biz 2 dönem sonra oylarının düşeceğini %1 lere 2 % lere kadar düşmese de yine de % 20 lere veya % 25 ler civarına Aydın için söylüyorum düşeceğini tahmin ediyoruz.

Adnan Aytaşkın :

Genel itibariyle Aydında yaşanan bir gerginlik var mesela sizin pankart ta yaşadığınız kriz, il genel meclisinde yaşanan sıkıntılar var bir de en son Aydın Belediye Başkanlığıyla Aşevi için bir karşı karşıaya gelindi. Aydın Valiliği nin tutumunu değerlendirimisiniz.

Hasan Muti :

Aydın Valisi maalesef bir siyasi partinin yetkilisi gibi davranıyor, bunu çok üzülerek ifade ediyorum. Devletin Aydındaki en üst düzeydeki temsilcisi nin bütün vatandaşlarına karşı devletin kendisine vermiş olduğu görevler çerçevesinde hareket etmesini bekliyoruz.

Bugün çok küçük bahanelerle belkide haklı olunabilecek bir noktadan başlayarak haksızlığa doğru giden bir süreç içerisinde gerek bizim Pankart ımızın indirilmesi Gerekse Aşevi nin kapatılması gerekse seçmen iradesiyle teşekkül ettirilmiş olan il özel idaresi nin meclis çatısı altındaki içindeki 2 siyasi partinin hazırlamış olduğu ve hatta hiçbir siyasi parti ayrımı yapılmadan hazırlanmış olduğu köy yardımlarının Sayın Vali ninPartizanca tutumları neticesinde imzalanmamış olması ndan dolayı Aydının köyleri maalesef il özel idare den gerekli desteği ve yardımı alamamaktadır. Bunu biz üzüntüyle karşılıyoruz.

Tabi ki hem pankart olayında olduğu gibi hemde 1200 kişiye yakın bunların içerisinden de hatırı sayılır bir oranda Özürlü sayısının olduğu Aşevinin de çok küçük bir bahaneyle çok gereksiz bir gerekçeyle yani neymiş efendim o alan il özel idaresine aitmiş, il özel idaresinin alanının öbür tarafında bir aşevi inşaatı varmış.

Burada insanlar Aşevini ticarethane gibi kullanıyormuş bahaneleriyle, abuk subuk bahanelerle ordan 1200 vatandaşımızın hizmet aldığı karnını doyurduğu bir sıcak çorba içebildiği bir durumda bir ilin Valisi bu gerekçeyle burayı kapattırmaması gerekir. Bizim tavrımız tepkimiz bu anlamda tabi ki burda eğer usulsüzlük var ise bunu düzeltmek te tabi ki Belediye Başkanlığının görevidir. Ama böyle bir usulsüzlüğün olmadığını düşünüyoruz. Aydın Valisi eğer orda bir usulsüzlük veya bir işgal bulsa dahi ordan hzimet alan karnını doyuran 1200 fakirin hatırına bunu belirli bir prosedür içerisinde ordaki insanları rahatsız etmeden gereken adımları atması gerekirdi. Bizim tavrımız ve tepkimiz bunun içindir.

Tabi ki bu ortam da sadece Milliyetçi Hareket Partisinin değil Aydınlı bütün siyasi partilerinde o anlamda Belediye Başkanına Destek vermesi gerektiğini düşünüyoruz. Yani orda biz AKP nin İl ve İlçe Yöneticisi arkadaşlarımızıda beklerdik. Yani böyle bir tavır, 1200 insana buradan sıcak aş gidiyor. Bu Belediye imkanlarıyla oluyor.

Bu arazinin üzerini Belediye işgal etmişte olabilir bu kimseyi rahatsız etmediği müddetçe kimseyi rencide etmediği müddetçe kimseyi mağdur etmediği müddetçe bunun geçiş sürecini bu insanları mağdur etmeden de yapılabilecek bir ortama getirilmesi lazım. Bizzat Vali Bey in yardımcı olması gereken bir olay bu.

Sadece Salt Siyasi düşünceyle yani ben Sayın Vali ye sormak istiyorum, Eğer Aydın Belediyesi AKP nin elinde olmuş olsaydı o Aşevi AKP li Belediye tarafından işletilmiş olsaydı aynı uygulamayı yaparmıydı yapmazmıydı. Ben bunu dürüstçe bilmek istiyorum. Vali Beyin dürüstçe ifade etmesini istiyorum.

Sayın Vali maalesef birgün önce söylediğini ertesi gün inkar ediyor. Daha önce hızlı tren seferlerinin Nazilli Aydın hattının açılışında Sayın Ulaştırma Bakanı ndan önceki yapmış olduğu konuşma da vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır. Şuanda görevini en iyi yapan bir Hükümet iş başındadır sözcüğünü bütün Basın ın önünde bütün Nazilli Halkının önünde söylemiş olduğu bir söz kayıtlarda da var bu yarın ertesi günü bizim Milletvekilimizin eleştirmesi üzerine hayır ben öyle birşey söylemedim diye inkar etmesi, Devlet de Silah Bırakmalı sözünü bütün basın mensuplarının önünde bir ziyarette söylemiş olduğu bu sözü Hayır ben öyle bir şey söylemedim diye inkar etmesi, Yani birtakım mazeretlerin arkasına sığınarak Sayın Vali kendisini çok gülünç duruma düşürmesine biz açıkçası Devlet adına çok üzülüyoruz.

Sayın Vali şimdi bizim biraz önce sorduğumuz ve bilmek istediğimiz soruya da Evet AKP nin belediyesi de olsa. Ben bunu gene de yapardım söyleyecektir mutlaka ama Aydınlı hemşehrilerimiz Aydınlı Vatandaşlarımız artık Sayın Valiye olan inançlarını yitirmiştir.

Sayın Valinin söylediği hiçbir söze Aydınlı insanlar itibar göstermemektedir. Bunu en son Germencik Karaağaçlı köyündeki şehidimizin cenazesinde bizzat gözlemleyerek şahit olduk, ne acıdır ki Aydın Valisi Cenaze Töreninde dahi 30 kişilik polis koruması eşliğinde yürüyebiliyordu. Bu Vali için çok acı bir durumdur. Aydın Valisinin artık Aydında görev yapması her geçen gün zorlaşmaya başlamıştır. Devlet açısından da kendisi açısından da.

Eğer bir Vali tebası tarafından vatandaşı tarafından eleştiriliyor, inanılmıyorsa, sözlerine güvenilmiyorsa Sayın Vali nin bunu çok iyi bir perspektiften değerlendirmesi gerektiğini düşünüyoruz. Böyle bir kamu idarecisi vatandaşı tarafından tasvip edilmeyen sevilmeyen bir Kamu İdarecisi hangi şartlarda daha Aydında görevine devam edebilir bizim için merak konusu olmaya başlamıştır.

Hasan Muti :

Ben sizin ilginize de çok Teşekkür ediyorum. Başka sorunuz varsa elimden geldiğince cevaplamaya çalışırım.

Adnan Aytaşkın :

Saolun Başkanım biz vakit ayırdığınız için Teşekür ediyoruz.

Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 1676 defa okunmuştur
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Aydın Özel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0544 8148480 | Haber Yazılımı: CM Bilişim