• Aydın17 °C
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Ömer YARAŞ : Eğitimin Telafisi Yok
20 Şubat 2017 Pazartesi 23:31

Ömer YARAŞ : Eğitimin Telafisi Yok

AydınÖzel Gazetesi Muhabiri Sedat ÜNLÜ Söke Amerikan Kültür Koleji Kurucu Temsilcisi Ömer YARAŞ İle Çok Özel Röportaj Gerçekleştirdi

AydınÖzel Gazetesi Muhabiri Sedat ÜNLÜ Söke Amerikan Kültür Koleji Kurucu Temsilcisi Ömer YARAŞ İle Çok Özel Röportaj Gerçekleştirdi

Sedat ÜNLÜ :Kendinizden bahsedermisiniz? Sizi daha yakından tanımak isteriz.

Ömer YARAŞ : Eğitimde Hedeflerim Vardı

Isparta’da doğdum. Ama çok  küçük yaşlarda Söke’ye taşınmışız. Söke’de büyüdüm, bundan dolayı kendimi hep Söke’li hissediyorum. Söke Endüstri Meslek Lisesini bitirdikten sonra, Erzurum Atatürk Üniversitesi Matematik Öğretmenliği'ni kazandım. Lisansımı tamamladıktan hemen sonra bir süre Milli Eğitimde, Dershanede ve Özel okullarda çalıştım. Son olarak Adnan Menderes Üniversitesi'nde Öğretim görevlisi olarak görev aldım. Hep bir hedefim vardı. Ülkemize ve Bölgemize en iyi en nitelikli eğitimi veren bir okul kazandırmak ve eğitimzede olan insanları en aza indirgemek. Bundan dolayı öğretim görevlisi olarak çalıştığım üniversitemden istifa ederek ayrıldım ve hedeflerimin peşinden giderek bugün bölgemiz eğitim öğretiminde çok önemli bir yeri olan Söke Amerikan Kültür Kolejlerinin kurulmasına vesile oldum.

Sedat ÜNLÜ : Böyle bir ihtiyaç hissetmeniz özel okullardaki eksikliklerden mi devlet okullarındaki yetersizlikten mi ?

Ömer YARAŞ : Eğitim Camiasında Milli Ruh Eksikliği Var

Milli eğitim camiasındaki milli ruh eksikliğinden her zaman böyle bir okulun ihtiyacını hissediyordum diyelim. Bu eksiklik özel okullardada devlet okullarındada var.  Endüstri Meslek Lisesi mezunu olduğumu belirtmiştim. Maalesef lise 3. sınıfa kadar üniversite sınavının ne olduğunu bilmiyordum ve bilmeden de mezun oldum. Aslında kendimin de bir eğitim zede olduğumu düşünüyorum.Tesadüfen matematik öğretmeni oldum. Ancak şunu da belirtmek istiyorum dershane öğretmenimin beni doğru yönlendirmesinden dolayı bu güzel mesleğin sahibi oldum. Kendi eğitim hayatımda gördüğüm bu eksikliğin aslında tüm eğitim camiasının bir eksikliği olduğunu anladım. Benden daha zeki arkadaşlarım vardı doğru yönlendirilmedikleri için şu anda kötü durumdalar ve bu eksikliğin kurbanı oldular. Dediğim gibi bence eğitimdeki milli ruh eksikliğinden kaynaklı bir şey.

Sedat ÜNLÜ : Milli ruh eksikliğini gördünüzü söylediniz. Buna yönelik okulunuzda ne gibi çalışmalarınız var?

Ömer YARAŞ : Gelenek Göreneklerimizi Okulumuzda Yaşatmaya Çalışıyoruz

Okulumuzda milli ruhu şu şekilde tamamlıyoruz: Bizim öğrencilerimizle, velilerimizle iletişimimiz çok yüksek. Hemen hemen her gün velilerimizle görüşüyoruz. Bu şekilde insani ilişkilerin önemini hem velilerimize hem öğrencilerimize hissettirmeye çalışıyoruz. Unutulmaya yüz tutmuş geleneklerimizi ve göreneklerimizi, resmi, dini tüm törenlerimizi okulumuzun her yaş grubundaki öğrencilerimize hissettirerek kutluyoruz ve anıyoruz. Bu şekilde gelenek ve göreneklerimizi okulumuzda tüm çalışanlarımızla yaşatmak, hissettirmek en önemli kurumsal misyonlarımızdandır.Okul çalışanlarının işe alınma sürecinde de bir çok kriterimiz var bunlardan en önemlisi çalışmak isteyenin milli bilince sahip olup olmadığıdır. Çalışanlarının birbirine çok bağlı olduğu bir kurumuz. Herkes burada güler yüzlü ve mütevazidir.Mesela özel okullardaki yanlış bir politikayı daha dile getireyim: Öğretmenler çok değişkendir. Her yıl ya da iki yılda  bir sürekli kurum değiştirir. Bizim okulumuzda çalışmaya başlamış olan bir daha gitmez. Bizler birbirimize sahip çıkarız. Arkadaşlarıma da hep şunu söylerim: “Parayla satın alınamaz bir bağlılığımız var kurumumuza.” Bu da okulumuzda milli ruhun güçlü olduğunu zaten gösteriyor.

Sedat ÜNLÜ : Amerikan Kültür Koleji olarak Aydın ilinde sadece Söke’desiniz. Neden Söke’yi tercih ettiniz?

Ömer YARAŞ :Söke, Aydın ilinin En Kıymetli Yeri

Söke, Aydın ilinin en güzel, en değerli, en kıymetli bir ilçesi olduğunu düşünüyorum. Konumu itibariyle mükemmel eşsiz bir yer. Söke’nin ne kadar önemli bir geçiş güzergahında olduğunu belirten şöyle bir ifade vardır:“Söke kavşağı, yaz aylarında türkiyenin 3.işlek kavşağı” denir. Hatta bizde de bayramlarda özel günlerde o ana yola çıkmayız trafik yoğunluğundan dolayı.Aydın’a uzak ama Söke merkeze çok yakın ülkemizin iki önemli turizm kenti olan Didim ve Kuşadası’na gidebilmek için mutlaka Söke’den geçmek zorundasınız. Söke’miz Kuşadası’na , Didim’e çok yakın ve biliyorsunuz ki yazın Kuşadası ve Didim’in nüfusu neredeyse bir milyonun üzerine çıkıyor. Şimdi Söke’yi, Didim’i ve Kuşadası’nı toplasanız zaten nerdeyse Aydın’ın nüfusunu ikiye hatta üçe katlıyor. Bu da zaten Söke’nin ne kadar değerli bir merkezi yerde olduğunu gösteriyor. Ya da toplumda sürekli yapılan ev fiyatlarındaki kıyaslamadan yola çıkalım.  Aydın’da ev fiyatları Söke’ye göre daha ucuz Söke’de ise daha pahalı bu bile bir gösterge olabilir.

Sedat ÜNLÜ : Okulunuzda hangi bölümler var?

Ömer YARAŞ : Anaokulundan Üniversiteye Kadar Eğitim Veriyoruz

 Anaokulundan üniversiteye kadar tüm bölümler var.  36 ayı, yani 3 yaşını dolduran tüm çocuklarımızı eğitime almaya başlıyoruz. Anaokulundan başlayıp üniversiteye kadar İlkokul, Ortaokul, Anadolu Lisesi ve Anadolu Sağlık Meslek Lisesi olmak üzere 5 ayrı okulumuz var.

Sedat ÜNLÜ : Meslek lisesi olarak sadece Anadolu Sağlık Meslek Lisesinin olmasının bir sebebi var mı? Başka meslek liseleri düşünüyormusunuz?

Ömer YARAŞ : Sağlık Sektöründe Ciddi Bir Açık Var

Meslek lisesi olarak başka bir bölüm şuan düşünmüyoruz. Biliyorsunuz Sağlık Bakanlığı’nda da çok ciddi bir nitelikli personel ihtiyacı var. Bu ihtiyaç, bizim bu bölümü açtığımız dönemlerde 250 bin personel açığı olarak bahsediliyordu. O anlamda sağlık sektöründe ciddi bir açık olduğu için önce Sağlık Meslek Lisesi açma kararı aldık. Bu anlamda yetiştirdiğimiz her nitelikli ve gelişime açık öğrencimizi çağımız sağlık sektöründe daha rahat iş bulabiliyor. Bu sektördeki personel ihtiyacı aslında sadece ülkemizin değil dünyadaki bir çok devletin ihtiyacı olan bir alan olduğunu hepimiz biliyoruz. Bundan dolayı özellikle Anadolu Sağlık Meslek Lisemizde çift dilde ve çift diplomalı eğitime önem veriyoruz. Mesela Suudi Arabistan’da çok ciddi sıkıntılar var. Yurtdışına yaptığımız eğitim ve kültürel gezilerimizde hemşire, acil tıp teknisyeni veya yardımcılıkları gibi çok fazla sağlık personeline ihtiyaç olduğuna birebir şahit olduk. Ulusal ve uluslararası tüm izlenimlerimizden yola çıkarak bu bölümü açtık.

Sedat ÜNLÜ : Okulunuzun kapasitesi nedir? İstihdamınız hakkında bilgilendirirmisiniz ?

Ömer YARAŞ : Okulumuzda 1170 Öğrencimiz Var

Okulumuzun 1300 civarında kapasitesi var.Şu anda 1170 öğrencimiz var.160 öğretmenimiz var. Yaklaşık 60 personelimiz var. Bu sadece bizimle çalışan personelimiz. Yemekhanemizde bir yemek firmasıyla çalışıyoruz ve burada da yaklaşık 20 personel çalışıyor. Çevre ilçelerden de okulumuza gelen yaklaşık 60 adet servisimiz var ve bunlarda da yaklaşık 60 tane şoförümüz ve araçlarımızda çalışan 20 tane yine servis annesi var. Çalıştığımız başka firmalarda var tabi. Özellikle ilçemiz esnafları, firmaları ve şirketleriyle olan ticaretimiz okulumuz kurulduğu günden bu güne önemle üzerinde durduğumuz bir husustur. Ayrıca okulumuzla doğrudan veya dolaylı bağlantılı 300 – 350 civarında bir yardımcı personel çalışanımız var.

Sedat ÜNLÜ : 160 öğretmeniniz var. Öğretmen alımlarında hangi kriterleri arıyorsunuz?

Ömer YARAŞ :Çocuklar Sınıftan Gülerek Çıkıyorsa O Öğretmen İyi Bir Öğretmendir.

Özel okullarda öğretmen alımlarında en çok yapılan hatalardan bir kaçı şunlardır: Nereden mezunsunuz, kaç yıllık deneyimiz var ?vb. Bu genelde tüm özel okulların yada velininyanlış olarak baktığı veya aradığı ilk özelliklerdir. Ben bir öğretmen olarak şu görüşteyim: “Bir öğretmen ilk yılında ne ise yirminci yılındada odur. Kesinlikle değişmez.” Biz öğretmenlerimizi şu ölçülerde alırız; tabiki da öncede dediğim gibi okul çalışanlarının işe alınma sürecinde de bir çok kriterimiz var bunlardan en önemlisi çalışmak isteyenin milli bilince sahip olup olmadığıdırbir kaç ön elemelerden geçer öğretmenlerimiz.Başvurusunu yapar, okul müdürü arkadaşlarımızla bireysel görüşür, idarecilerimizin bulunduğu komisyona ders anlatır, tüm değerlendirmeler göz önüne alınarak ortak bir karardan sonra öğretmenimiz göreve başlar. Biz iyi öğretmenin tanımını şöyle ifade ediyoruz:“Çocuklar sınıftan gülerek çıkıyorsa o iyi bir öğretmendir.” Bizde kurum olarak bunu ilke edindik.  Çünkü eğitimde mutluluk, huzur ve sevgi esastır. Bunlar yoksa malesef eğitimde yoktur.

Ömer YARAŞ : Öğretmen Herşeyi Bilen Değil; Bildiğini İyi Aktaran Demektir

Ve tabiki etkili iletişim özellikle çok önemli. Bu konuda bir anımı anlatmak istiyorum. Ben üniversiteyi kazandığım dönemde Lineer cebir dersini görmüştüm. Dersin hocası Doç. Dr. Ahmet IŞIK’tı.Çok  başarılı bir akademisyendir kendisi. Hocamız hep anlatırdı anlatırdı ben hiç anlamazdım.  Ben bu dersi yapamayacağımı ve üniversiteden mezun olamayacağımı düşünmeye başlamıştım. Aradan biraz zaman geçti,hocamızın asistanı derse girmeye başladı.  Hocamızın asistanı dersi anlattı ve ben dersi anladım. Burada anlatmak istediğim şey bilgi ile alakalı değil, tamamen iletişim ile alakalı, aktarmayla alakalı bir durum. Ben kendim bizzat bunu yaşadım. Öğretmen dediğiniz zaman herşeyi bilen demek değildir. Halk böyle tanımlar ama böyle değildir. Öğretmen demek iyi aktaran demektir. Biz aktarabiliyorsak iyi öğretmenizdir. Kurumsal olarak daima kriterimizde bu oldu.

Sedat ÜNLÜ : Hocam okulumuzun adı  Amerikan Kültür Koleji. Halkımız Amerikan kültürünün verildiğini düşünüyor siz bunun tam tersi olduğunu anlattınız. Neden Amerikan Kültür Koleji adını tercih ettiniz?

Ömer YARAŞ : Ülkemizin İki Ciddi Problemi Var. Biri İngilizce Biri Matematik

Söke Amerikan Kültür Kolejleri ailesi olarak bizler Türk kültür gelenek ve göreneklerine sıkı sıkıya bağlı bir okuluz bu konuda asla taviz vermeyiz. Tatbikî, asıl tercih nedenimiz Amerikan Kültür Kolejleri gerçekten İngilizce eğitimiyle, bölgemizde ve Türkiye’ de kendini ispatlamış en iyi marka okulların başında geliyor. Ben bir öğretmen olarak eğitimde Ülkemizin iki ciddi problemi olduğunu düşünüyorum. Birincisi İngilizce ikincisi Matematik. Biz Türkler İngilizce ve Matematikte hep başarısız olmuşuzdur. Bundan dolayı Amerikan Kültür Kolejlerinin İngilizce eğitiminin çok sağlam olması, bir sınıfta 2 öğretmen uygulamasıile Avrupa Birliği'nden 2012-R006 onaylı Avrupa Dil Pasaportu verebilmesi gibi özellikleri ve uluslararası akreditesi olan çift diploması ile bizim Amerikan Kültür Kolejlerini birinci derecede seçmemizin en büyük etkeni olmuştur.

Ömer YARAŞ : Artık Dünya Çok Küçük Ve Eğitim Sadece Türkiye’de Olmuyor

Amacımız yaşadığımız ülkeyi ve kültürü yüceltmek ve ona değer kazandırmak olan okulumuz öncelikli olarak global dünyada kaliteli ve nitelikli öğrenci yetiştirmeye odaklanmıştır.Biliyorsunuz artık dünya çok küçük. Eğitim sadece Türkiye’ de yada belli bir bölgede olmuyor. Bizlerin de asıl amacı bulunduğu her ülkenin yaşadığı toplumun değerlerine saygı duyan ve kendi kültürünü uluslararası alanda en üst düzeyde temsil edebilen öğrenciler yetiştirmektir.Başka okullardan yurtdışına giden öğrencileri bir hazırlık dönemi yaşıyorlar bulundukları ülkelerde.Amerikan Kültür Koleji öğrencileri ise mezuniyetlerindeki diploma ile İngiltere ve Amerika’da ki 300 'ün üzerinde üniversiteye sınavsız başvuru hakkına sahip olurlar. Örnek vermek gerekirse biz şu anda İngiltere Eğitim Bakanlığı ile protokollerimiz ve anlaşmalarımız var. Bizim öğrencimiz Harvard Üniversitesine gidip çok rahat başvuruyor.İngiltere’deki çocuk da Harvard Üniversitesine çok rahat başvuruyor. Hangisinin puanı yüksek ise o kabul ediliyor. Bunun gibi farklı avantajları olduğu için Amerikan Kültür Koleji. Yoksa bizde tabiki isterdik Türk Kültür Derneği olsun. Okulumuzun adı Türk Kültür Okulları olsun ama malesef böyle anlaşmalar olduğu için,Avrupa  ile anlaşmaları olduğu için Amerikan Kültür Koleji’ ni tercih ettik.

Sedat ÜNLÜ : Yurtdışına  kaç öğrenci gönderiyorsunuz? Söke’de kaçıncı yılınız? 

Ömer YARAŞ : O Zamanlar Kimse Bize Şans Vermemişti

Aydın bölgesinde henüz mezun vermedik. Yılda ortalama 10 – 20 arasında öğrencimiz yurtdışına gidiyor okumak için. Söke’de 4. Yılımız. İlk başlarken mevcut yerleri kiralayarak başladık. Halkın tabiri ile marketten bozma okullarla başladık. İki farklı noktada başladık. O zamanlar kimse bize şans vermemişti. İkinci yılımızda büyük okullara geçemeye yönelik bizim planımız vardı . Ama geç başlamıştık. Nisan ayında karar verdik. Bina yapmak ya da arsa almak için çok geç bir zamandı.

Ömer YARAŞ : Bu İşe 42 Öğrenci İle Başladık

O dönem iki tane mevcut yeni büyük okul açılacaktı. Bizde onlarla rekabete yönelik olduğumuz için kiralamayı tercih etmiştik. 42 ögrenci ile başladık. Velilerimize söz vermiştik. Bir sonraki yıl inşallah bölgemizin en büyük okulunda okuyacaklar diye. Sağolsunlar onlar da bize inandılar, güvendiler. Şu anda dediğim gibi 1200 yakın öğrencimiz var.  Ege bölgesinde neredeyse ilk 3’e ya da 5’e gireriz. Aydın ilinde öğrenci sayısı 1200 yakın olan bir okul yok.

Sedat ÜNLÜ : Sınıflardaki öğrenci sayınızı öğrenebilir miyiz?

Ömer YARAŞ : Öğrenci Alımlarımızda Belirli Kriterlerimiz Var

Sınıf mevcutlarımız ilkokulda maksimum 22 kişi, ortaokulda maksimum 24 öğrenci oluyor. Her öğrenciyi okulumuza alıyor muyuz? Hayır. Okulumuza önce tabiki velilerimiz gelir, onlara kesinlikle çocukları görmek istediğimizi söylüyoruz. Okulumuzda çocuklara önce psikologlarımız test yapıyor. Daha sonra sınava alınıyorlar. Bu süreçlerden sonra okula alımlar başlıyor.

Ömer YARAŞ : Özel Okulun Öğrenci Seçmesine Veliler  Tepki Gösterebiliyor

Bazen veliler bu anlamda tepki gösterebiliyor. Onlara elimizden geldiğince anlatmaya çalışıyoruz. Biz çocuğunuzu test ediyoruz doğru, yarın sizin çocuğunuz bizim öğrencimiz olduğunda sizin çocuğunuzu da kolluyoruz. Neden böyle ? Eğitim öyle bir şey ki bir tane problemli çocuk sınıfı dağıtabiliyor, bozabiliyor. Özel okulun seçme hakkı varsa bizde problemli çocukları mümkün olduğu kadar ayırmaya çalışıyoruz.

Ömer YARAŞ :Elemeleri Psikologlarımızın Testleri Üzerinden Yapıyoruz

Seçmeye çalışıyoruz ki çocuklarımız rahat etsin. Kendine yada başkasına zararı olan bir çocuğu asla kurumumuza almıyoruz. Elemelerde psikologlarımız bazı dikkat testleri yapabiliyor. Farklı şekillerde tartmaya çalışıyor. Misal şiddete meyilli mi hırcın mı vs. Bunlar üzerinde durduğumuz noktalar. Çok zeki de olabilir ama bunlar olunca da okula almıyoruz.

Sedat ÜNLÜ : Sosyal aktivite olarak neler yapıyorsunuz?

Ömer YARAŞ : Sosyal Aktiviteleri Kesinlikle Önemsiyoruz

Futbol,  basketbol, voleybol bunlar bence tam anlamıyla spor değil çünkü bunlar her yerde yapılıyor. Örneğin burada bir binicilik, okçuluk, buz pateni, yüzme gibi sporları dahi okulumuzda yapıyoruz. Sosyal aktiviteleri kesinlikle önemsiyoruz. Ortaokuldan özellikle 300 öğrenciden 140 bir takımda ve bir takımı oynuyor düşünün yani.

Ömer YARAŞ : Çocukarın Özgüvenlerinin Gelişmesi Açısında Sporu Önemsiyoruz

Buda aslında okulumuzda hemen hemen her takımın olduğunu gösteriyor. Çocuklarımızın özgüveninin biraz yükselmesi. Ben mesela üniversitede amatör ligte oynamıştım. Beni hocam ilk 11’e aldığında 15 dakikada beni dışarı almıştı ben kaleciydim, kaleciler sakatlık olmadan biliyorsunuz oundan dışarı alınmaz. O da neden böyle hani seyirci ile oynamak gerçekten çok farklı bir hava çok farklı bir atmosfer. O anlamda çocuklarımızın özgüveninin gelişmesi açısından sporu önemsiyoruz. Hemen hemen her çocuğumuza bir alanda olsun spora yönlendirmeye çalışıyoruz.

 Sedat ÜNLÜ : Uyguladığınız eğitim yöntemleri neler ?

Ömer YARAŞ : Başarılar Küçük Ayrıntılarda Saklı

Aslında bizde tüm okullar gibi x kare eşittir y kare diyoruz. Pisegor bağlantısını değiştirmiyoruz kesinlikle. Bunu zaten değiştirmeye gücümüz yetmez. Başarılar aslında küçük ayrıntılarda saklı. Misal çocuğumuz eve gitmeden velimizi her gün çocuk okulda olduğu sürece 9 saatimiz var bu saatlerde neler yaptığı , hangi dersten ödev yaptığı veya yapmadığı ve ne ödevleri var kesinlikle ailesine gider. Genelde anne,babalar çocuğuna sorar çocuğum ödevin varmı? Genelde öğrencinin cevabı nettir bu konuda anne, baba yok vermedi öğretmen.

Ömer YARAŞ : Her  Gün Mail İle Bilgilendirme Yapıyoruz

Bizde sürekli eve gittiği için zaten çocuk bir kere yalan söylüyor ama ikinciye gelince oğlum bak burada yazıyor öğretmen ödev vermiş. Mail atıyoruz. Hatta şuna karşıyız. Milli eğitimde hep yapılır veli toplantıları biz veli toplantılarında sorunların çözülmediğini düşünüyoruz. Bütün veliler o an geliyor herkes derdini anlatmaya çalışıyor öğretmenler düz konuşuyor. Biz bundan ziyade birebir toplantılarla, birebir iletişimle bunların üstesinden gelinebileceğini düşünüyoruz.

Ömer YARAŞ : Veliler Çocuklarının,  Arkadaşlarının  Ailelerinide Tanımak İstiyorlar

Biz veli toplantılarını tanışma amaçlı yapıyoruz. Veliler artık şundan endişeli benim çocuğumun arkadaşları kimler, çocuğumun arkadaşlarının ailesi nasıl en büyük endişeleri aslında bunlar oldu. Bu şekilde farklılıklarımız var.eğitimde öğretmen arkadaşlarımızda tabiki var. okulumuzda güleryüzlü olmak zorundayız. Kesinlikle bu farkımız var. En önemli şey bu zaten.

Ömer YARAŞ : 15 Tatilinde Çocuklarımız Okulu Çok Özlediler

Sosyal aktivitelerimiz çok fazla. Çocuklar okula severek ve isteyerek geliyor. 15 tatili olduğunda bile çoğu velimizden duymuştuk işte hocam çocuklarımız okulu dört gözle bekliyor dedirtmek aslında başarının sırrı diye düşünüyorum.

Sedat ÜNLÜ : Kültür gezileriniz oluyor mu?

Ömer YARAŞ : Her Yıl Çanakkale Gezimiz Oluyor

Tabi ki kültür gezilerimiz oluyor. Hemen hemen her çocuğumuzu Çanakkale’ye götürüyoruz. Milli değerler arasnda en büyük değer orası diye düşünüyorum. Biliyorsunuz imkansızı başarmışız. Bizim okulumuzdaki çocuklarımız kesinlikle Çanakkaleye gider. Her yıl Çanakkale’ye gezi düzenliyoruz. Anıtkabire gezi düzenleriz kesinlikle. Ve yurtdışı gezilerimiz tabiki oluyor aynı zamanda.

Ömer  YARAŞ :  Geçen Yıl Öğrencilerimiz İsyanya’ya Gitti

Geçen yıl öğrencilerimiz İspanya’ya gitti daha önce İngiltere’ye gitmişti. Bunlara genelde şu şekilde karar veriliyor. Çoğunluk belirleyici oluyor. Ona göre program yapılıyor. Gezi kolumuz var  sene başında bu çoğunluğa göre o karar veriyor. Dediğim gibi çocukların isteğine göre karar veriyoruz. İlerde çocuklarımız Amerika’yı isterse oraya da gidilir. Ama şimdiye kadar bir Amerika Gezimiz olmadı.

Sedat ÜNLÜ : Okulunuz okul içi eğitim faaliyetleri dışında  okul dışı aktiviteler ve bunlara destek anlamında Söke’ye ne gibi katkılar sunuyor?

Ömer YARAŞ : Söke Halkıyla İç İçeyiz

Söke halkıyla iç içeyiz. Hatta özellikle biz eğitimci olduğumuz için tabi ki devlet okullarıyla iç içeyiz. Okulumuzun şöyle bir özelliği var. Okulumuz toplam 20 dönüm hemen hemen her türlü sosyal aktivite var. Gelip bizden faydalanabiliyorlar. Kapalı spor alonumuz kullanabiliyorlar. 400 kişilik konferans salonumuz var. Bunu Milli Eğitim çok çok kez kullandı. Söke Belediyesi kullandı.Sivil toplum örgütleri bunu kullandı. Sanırım önümüzdeki Mayıs ayında üniversite burada bir seminer verecek. Biz okulumuzu gizemli bir halden ziyade herkese açıyoruz. Okulumuzn bu imkanlarından ücretsiz faydalanılmasına izin veriyorz. Bizim eğitim öğretimimizi aksatmıyorsa bu hizmeti zaten Söke halkına zaten veriyoruz. Halkla iç içe bu şekilde çalışıyoruz. Kahvaltılar düzenliyoruz. Şu da var tabi dikkat ettiğimiz. Sağlam veriyoruz, sağlam alıyoruz. Temiz veriyoruz, temiz alıyoruz. Arızalı birşey varsa fatura ediyoruz. Ödemezlerse de bir daha kullandırmıyoruz.şartımız bu tamamen.

Sedat ÜNLÜ : Okulunuzda 1200 öğrenci var. Bu ciddi bir rakam. Karşılaştığınız zorluklar neler?

Ömer YARAŞ : En Büyük Sıkıntımız Yol

 Aslında çok zorlanmıyoruz. Eğitimci olduğumuz ve nasıl davranacağımızı bildiğimiz için bir o kadar daha öğrenci olsa zorlanmayız heralde diye düşünüyorum. En büyük sıkıntımız yol. Eğitimin içi değil dışı. Velilerimizin dışarıda park sorunu yaşaması en büyük sıkıntımız. Bunu  da aşarsak bir sıkıntımız yok.eğitim anlamında bir problemimiz yok. Çünkü ona göre organize oluyoruz.

Sedat ÜNLÜ : Öğrenci sayınıza baktığımızda Aydın ilindeki en yüksek rakam. bu kadar tercih edilmenizin sebebi nedir?

Ömer YARAŞ : Bence En Önemli Şey İlgi

 Şimdi başarımızın sırrını anlatırsak bize öğrenci kalmaz. Tabi bu işin şakası ama bence ene önemli şey ilgi. Velilerimize son olarak şu tavsiyem olur. Geldiklerinde ilk soruları “hocam okulunuz kaç para” oluyor. Ben onlardan rica ediyorum kesinlikle bunu sormasınlar. Neden? Örneğin biz okulda denklemleri anlatırken konuyu yarım mı anlatalım. Biz ona göre mi ücret alıyoruz. Bana göre velilerin öncelikle “çocuklarımıza neler veriyorsunuz, hangi hizmetleri veriyorsunuz” demeleri fiyat endeksli olmamaları gerektiğini düşünüyorum.

Ömer YARAŞ : Eğitimin Telafisi Yok

Aynı zamanda şunu söylüyorum işi ehline bırakmak lazım. Biliyorusunuz diğer tüm işlerde olduğu gibi eğitim de rant olmaya başladı. Çok insan da eğitime yatırım yapmak istiyor. Tavsiyem şu. Yöneticisi eğitimci olmayan hiçbir kuruma çocuklarını emanet etmesinler derim. Çünkü eğitimin telafisi yok.

Röportaj : Sedat ÜNLÜ

dsc_4284.jpgdsc_4282.jpgdsc_4287.jpg

Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 13293 defa okunmuştur
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Aydın Özel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0544 8148480 | Haber Yazılımı: CM Bilişim