• Aydın25 °C
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Tekin ÇELİK : İzmir’de Buranın 2-3 Katına Satıyorlar ve Talep Çok Fazla +-
13 Aralık 2016 Salı 21:32

Tekin ÇELİK : İzmir’de Buranın 2-3 Katına Satıyorlar ve Talep Çok Fazla +-

AydınÖzel Gazetesi Muhabiri Osman ÇELİKKOL Hayte Kokoreç Sahibi Tekin ÇELİK ile Çok Özel Röportaj Gerçekleştirdi.

AydınÖzel Gazetesi Muhabiri Osman ÇELİKKOL Hayte Kokoreç Sahibi Tekin ÇELİK ile Çok Özel Röportaj Gerçekleştirdi.

Osman ÇELİKKOL : Biraz kendinizden bahseder misiniz ?             

Tekin ÇELİK : 93’ten Beri Esnafım

1970 Aydın doğumluyum. Ortaokulu Efeler ’de ve sonrasın Aydın Lisesini bitirdim. 93’ten bu yana esnaflık yapıyorum. Askerliğimi yaptıktan sonra bulunduğum şartlar beni bu mesleğe yönlendirdi. O zamanlar memurluk sınavlarına girdik. Olmadı. Amcamın bir mekanı vardı. Gel burada çalış hem işi öğren dedi.

Tekin ÇELİK : 5 Yıldır Kokoreççilik Yapıyorum

93 yılından beri dönercilik yapıyordum. Fakat son 5 yıldır da kokoreççilik yapıyorum. Aslında mesleğim dönercilik. Daha sonra kokoreç imalatına girdik. İmalat işin içinde olunca da toptan işine yöneldik. Daha sonra perakende dükkanı açtık kokoreç üzerine. Gıda çarşısında imalat yerimiz vardı.

Tekin ÇELİK : Toptan İşi Bize Göre Değil

İki ortak gel zaman git zaman bir süre sonrada yollarımızı ayırdık. O imalatta kaldı ben perakendeye devam ettim. Çünkü insanlar ile iletişimde olmak hoşuma gidiyordu. Küçük esnaf olmak daha güzel geliyor. Toptan işi bize göre değildi. O işte katı olman gerekiyor. Bende de o yoktu. Örneğin müşteriye mal veriyorduk. Müşteri de diyordu ki; abi bugün ödemem var benden para alma diyordu. Bizde eyvallah diyorduk. Tabi bizi düşünen yoktu.

Osman ÇELİKKOL : Herhalde veresiyede çok sıkıntılar yaşamışsınızdır.

Tekin ÇELİK : 3 Kuruş Kazan 5 Kuruş Faiz Öde

Çok fazla oldu. Getirmeyen, kapatan, giden öyle batık para çok oldu. Bu da bize yansıdı ister istemez. Vatandaşlardan alacağımızın olması ve ödemelerimizi yapamayınca kredi yoluna girdik. 3 kuruş kazanırken 5 kuruş faiz ödemeye başladık. Bende toptancılık bana göre değil dedim ve 4 yıldır da burada esnaflık yapıyorum.

Osman ÇELİKKOL : Müşteri portföyünüz ne tür ?

Tekin ÇELİK : Elimden Geldiği Kadar Yardımcı Olmaya Çalışırım

Bizim genellikle işlerimiz öğrenciler üzerine. Hem onlarla iletişimde olmak güzel bir şey. Aynı zamanda yeri geliyor yaşıt oluyoruz. Artık kendimi öğrencilerle aynı yaşta hissediyorum. Kimisi gelir bana derdini anlatır, kimisi aile sıkıntısına çözüm bulmak için yanıma gelir. Bende elimden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışırım.

Tekin ÇELİK : Yemediğim Bir Ürünü Satmıyorum

Benimde çocuklarım var, üniversite okuyorlar. Düşünüyorum onlarda aynı duruma düşerlerse diye, buradaki öğrencilere yardımcı olmaya çalışıyorum her konuda. Her taraftan açık kapı bırakıyorum. Komşu esnaflar ile iyi geçinmeye çalışıyorum. İşimi de iyi yapmaya çalışıyorum. Sonuçta gıda ürünü sattığımız için yemediğim bir ürünü de satmıyorum, müşterilerime ikram etmiyorum. Prensibim bu. Ürünümün tadına bakarım eğer beğenmezsem de çöpe atarım. Aynı zaman da günlük olarak ürünümü satıyorum.

Tekin ÇELİK : Yemek Yemeleri Şart Değil

Örneğin kasaptan 10 kilo kıyma alırım. Akşama bu bitince de Allah bereket versin bitti diyorum. Yine ertesi gün taze alıyorum. Çünkü müşteriye kötü bir şey veremem vicdanım rahat etmez. Personelime her zaman derim; müşterinin istediğini verin, çaysız bırakmayın, iyi davranın, güler yüzlü olun. Yoldan geçen insanlara bile gelin çay için derim. Şart değil illa yemek yemekleri. Geliyorlar oturuyorlar muhabbet ediyoruz. Kimisi sadece muhabbet etmek için geliyor. Mutlu oluyoruz.

Osman ÇELİKKOL : Ürünü nereden alıyorsunuz ?

Tekin ÇELİK : Her Zaman İyi Malı Tercih Ederim

Çevremizden de dolayı tek bir yerden aldığım olmuyor. İmalata devam eden arkadaşımızdan alıyoruz. Onda olmazsa tanıdığımız bir başka yerden temin ediyoruz. Her zaman iyi malı tercih ederim. Sıkıntılı mal satan kardeşim dahi olsa ondan almam.

Osman ÇELİKKOL : Sıkıntılı ürünü sen almadın ama başkaları alabilir.

Tekin ÇELİK : Hileyi Hiç Sevmem

Ben ona karşıyım. Ben, sen veya diğer herkes almazsak o malı satan kişi iyi mal üretmeye mecbur kalır. Hepimiz iyi malı tercih edersek, bu sefer üreten kişi diyecek ki; bunlar benden almıyorlarsa bu işte bir sıkıntı var ve bunu düzeltmem lazım. Bu yüzden kendini geliştirmek düzeltmek zorunda kalacak. Hileyi de hiç sevmem.

Tekin ÇELİK : Eksiğim, Yanlışım Varsa Söyleyin

Her usta bir şeyler yapar ama hep derim hakkını verin. Çok koyup da baydırmayın az koyup da az koydu dedirtmeyin kendinize. Müşterinin hakkında kusur etmeyin. Bu 1 gider yarın 3 gelir. En iyi reklam ağızdan ağza süregiden reklamdır. Şunu da her zaman söylerim yakın çevreme. Eğer benim eksik bir şeyim varsa, yanlışım varsa söyleyin. Ben bilemeyebilirim. İnsanlar kendi hatalarını yanlışlarını fark etmeyebilirler.

Tekin ÇELİK : Herkesin Damak Tadı Farklı

Abi güzel olmamış deyin daha farklı bir şey yapayım. Çünkü herkesin damak tadı farklı. Buraya gelen müşterilerde standart bir ürün vermiyoruz. Kimisi geliyor az pişmiş istiyor, kimisi geliyor çok pişmiş istiyor, kimisi diyor iri kıyım olsun. Herkesin damak tadı farklı burada. Tabi zamanla biz herkesin damak tadını öğreniyoruz, biliyoruz. Ama ilk defa gelen birisini elbette bilemem.

Tekin ÇELİK : İnsan Kendi Yiyeceğine Kötü Bir Şey Yapar Mı ?

Ben toptancılık yaptığım zamanlarda buradan Kuyucak’a kadar mal veriyordum. Hepsinin ürünlerini de denerdim. Çünkü kendi malım. İnanın hepsinin tadı, lezzeti farklı oluyordu. Hem ustasından, hem içerisine koyduğu baharattan, ekmeği ısıtmasından vb. her şey tadı ve lezzetini etkiliyor. Mesele sadece kokoreç değil. Eğer içine sevgi katarsanız her şey lezzetli olur. Bir ürünü çıkarırken bunu ben yiyeceğim diye yapacaksın. İnsan kendi yiyeceğine kötü bir şey yapar mı ?

Tekin ÇELİK : Verdiğim Kokoreç’ in Damak Tadını Asla Unutmayacak

Her yaptığın ürünü ben bunu yiyeceğim diyerekten yaparsan her zaman en iyisini yaparsın. Bugün gel yarın gelme işi değil. Örneğin bir müşterim geldi. Ağrıya gidiyormuş. 4 tane yarım istedi. Evet bu müşterim bir daha gelmeyecek ama gelmeyecek diye niye kötü bir ürün sunayım ki. Benim prensibim o müşterim Ağrıya gitse bile benim verdiğim kokoreç ’in damak tadını asla unutmayacak.

Tekin ÇELİK : Gurbetçi Müşterim Var

Ben her sene Hollanda’ya kokoreç gönderirim. Gurbetçi bir müşterim 4 senedir gelir abi ben Cuma gidiyorum bana bir şiş ayarla der. Ben onu dilim dilim streçler tek yiyimlik ayarlarım. O götürür. Deep Freeze atar. İstediği zaman çıkarır pişirir yerler.

Osman ÇELİKKOL : Müşteri portföyün sadece öğrenci değil o zaman ?

 Tekin ÇELİK : Sabah 9 Sabah 4 Çalışıyoruz

Öğrenci gece müşterisidir. Sabah 9’dan Sabaha karşı 4’e kadar açığım. Çift vardiyalı çalışıyoruz. Gündüz 3 kişi gece 5 kişi faaliyet gösteriyoruz. Burada çalışıyoruz ve işimizin başında da durmamız gerekiyor. O yüzden pek uyumuyorum. Eğer işin başından durmazsan mutlaka bir aksilik çıkıyor. Çünkü müşteri hep seni arıyor. Örnek vereyim; işte abi biz 4-5 kişi geçtik buradan sen yoktun gelmedik. Diyorum beni mi yiyeceksiniz. Yok abi sen varken gelelim dedik.

Tekin ÇELİK : Yapmacık Bir İnsan Değilim

Yapmacık bir insan değilim. Kız çocukları olur kızım yaşında azarlarım mesela derim üzerini giy bakayım üşüyeceksin gibi. Çünkü anne babaları yok burada. Bir şekilde bazı şeylerinde söylenmesi gerekiyor. Bazen dobra konuşuyorum söylüyorum diyorum bugün bana kızacaklar ama yarın anlayacaklar. Hak vereceklerine inanıyorum. Çünkü bizde zamanında öyleydik. Küçükken derlerdi bize bu neden böyle konuşuyor gibi. Ama zaman geçtikçe anlıyorsunuz bazı şeyleri. Şimdi diyorum babam hep doğruları söylüyormuş. O zaman için gençliğin verdiği bir hevesle o anki ortamı anlayamıyormuşuz.

Osman ÇELİKKOL : Bu durum biraz da ahlaki değerleri alarak yetiştirmek ile alakalı.

Tekin ÇELİK : Bazı Konularda Çok Hassas Davranıyorum

Bir gün hiç tanımadığım bir kız geldi buraya. Üniversiteli ama biraz asortik giyinmiş. Geceninde ilerleyen saatleri idi. Abi ben burada bekleyebilir miyim dedi. Bende hayırdır kızım dedim. Abi 3 tane çocuk beni takip ediyorlardı dedi. Geç içeri dedim. Senin ev ne tarafta işte zafer meydanında. Eleman ile kızı gönderdim. Bazen öyle bir durum oluyor ki içim rahat etmiyor. Gecenin 2’sinde 3’ünde yalnız başına göndermeye de içim el vermiyor. Buraya gelenler sanki müşterim değil de yakınım gibi geliyor. O yüzden bu konularda hassas davranıyorum.

Tekin ÇELİK : Küçüğüme Sevgiyi Büyüğüme Saygıyı Göstereyim

İnsana insan gibi değer vereyim. Küçüğüme sevgiyi büyüğüme saygı göstereyim. Alt neslimde bunu görsün, yanımda çalışan elemanlar bunu görsün sonra aynısını yapmaya çalışsınlar. Biliyorum beni örnek alacaklar. İyi huylarımı örnek alsınlar istiyorum. Benim buradaki en büyük dezavantajım; buraya ayırdığım vakitten dolayı evlatlarıma ve eşime vakit ayıramıyorum.  Elimden geldiği kadar vakit ayırmaya çalışıyorum ama her akşam rahatlıkla çocuklarım ile vakit geçiremiyorum. Ben geç gidiyorum onlar erken yatıyorlar. Onlar için çalışıyorum sonuçta.

Osman ÇELİKKOL : Böyle bir prensip ile çalışıyorsun. Belki de o yardımcı olduğun kız ileride sana yardımcı olacak.

Tekin ÇELİK : Destek Olmalıyız

Başımdan geçen bir olayı anlatayım. Benim kayınvalidem göğüs kanseri idi. Tedavi amaçlı İstanbul Göztepe Hastanesine gittik. Amcamın kızı orada uzmandı. Gelin buraya baktıralım demişti. Gittik tabi. Oradan da radyolojiye sıra alınması gerekiyordu. Pek vaktimizde yoktu. Amcamın kızı yardımcı olmaya çalışıyordu. Laboratuvara gittik. Oradaki çalışan bir uzman abi nasılsın dedi. Bende buyur kardeşim dedim. Uzman olan arkadaşta abi sen Aydınlı değil misin dedi. Biz senin oradan döner yerdik dedi. Kardeşim kusura bakma çıkaramadım dedim. Abi biz senden yerdik hep dedi. Şöyle bir bakınca o zamanlara demek ki bir faydası varmış diyorum. Bir yerlerde mutlaka denk geliyorsun. Bunun gibi birçok örneğini yaşadım. Keşke herkes böyle yapsa aslında her şey daha güzel olurda. Bir işin ucundan tutmak, birine bir destek olmak.

Osman ÇELİKKOL : Maalesef kapitalist bir sistemde yaşıyoruz.

Tekin ÇELİK : Yardımlaşma ve Dayanışma Olmalı

Hep bana hep bana olmayacak aslında. Osmanlı zamanında komşu siftah yapmadığı zaman komşuya yönlendirirlermiş. Gelen müşteriye ben siftah yaptım oraya git derlermiş. Yıllardır aslında sistem olarak ben bunu savunuyorum. Örneğin Aydının nüfusu 200 bin. Aydında bana göre 50 tane kokoreççi olmalı. 51. Olmamalı.

Tekin ÇELİK : Nüfusa Göre Esnaf Olmalı

Ben kokoreççiyim sen de dışarıdan geleceksin bu işi yapacaksın. Sen bizden devir alman lazım. Bu şekilde bizim yerlerimizde değer kazanmış olur. Şehir içi hattı gibi düşünmek lazım. Yani Aydında nüfusa göre belli bir esnaf olmalı. Söz gelimi 100 tane bakkal olmalı. Büfe 500 tane diyelim. 501 olmamalı. Sen dışarıdan geleceksin iş kuracaksın diyelim. Ben yaşlandım veya yoruldum. Bu işi bırakacağım. Biri geldiğinde de bana gelecek. Odaya gideceksin mesela diyeceksin ben kokoreççi dükkanı açacağım. Odadan da diyecekler ki bak Tekin dükkanı devredecek. Git onunla konuş. Sende geleceksin benimle anlaşıp ben sana işi devredeceğim sen devam edeceksin.

Tekin ÇELİK : Bir Sistem Gerekiyor

Bu şekilde ben varsayıyorum sağlığımdan ötürü kapatırsam bir anda buraya harcadığım zaman, masraf, emek bunların hepsi boşa gidecek. Böyle bir sistem olsa hem belli bir sayıda esnaf olur hem herkes kazanmış olur. Ama bu şehir içi dolmuşlarında böyle bir durum yok. 300 tane ise 301. Olmuyor. Kendi başına göre ben açayım da diyemiyorsun. Onlarda diyelim adamın yaşı 60’a geliyor bırakacak işi aldığı değeri ile satıyor. Zarara girmiyor. Ben bırakacağım işi desem alacak olan varsa bile almaz. Derler nasıl olsa bırakacak işi 15-20 gün dursun bakalım, kapatır gider bedavaya sahip oluruz mantığı var. Böyle olmamalı.
Osman ÇELİKKOL : Bu konu ile alakalı bir çalışma yok mu ?

Tekin ÇELİK : Sistem Çok Fazla Karışık

Bana göre böyle durumlar standartlaşmalı. Fiyatlar sabitleşmeli. Bir denetleme kurulu oluşturulur. Bu şekilde sistem çok fazla karışık. Herkes günü kurtarayım diye uğraşıyor. Bunun yarını var, yıllar sonrası var. Bir işi sisteme koyarsan hep akar gider. Bütün odalar kendi bünyelerindeki esnafa sahip çıkmalı. Biz odalara para veriyoruz peki ne işe yarıyor. Hiçbir işe yaramıyor açıkçası. Gidiyorum mesela bana oda kayıt belgesi lazım. İstiyorum. 40-50 TL para ödüyorum. Bu sistemde bir karışıklık var.

Osman ÇELİKKOL : Herkesin bir sorunu var. Çoğu yerde de TORKU’yu örnek veriyorum. Çiftçiler birleşip bir kooperatif kurmuşlar. Hatta üniversite bile açıyorlar.

Tekin ÇELİK : İstihdam Oluşturuyorum

Sistem bu. Mesela Aydın küçük bir şehir. Burada sistem kurmak daha kolay olur. Konya çok büyük. Aydında da böyle bir sistem oluşturulması çok güzel bir olay olur. Ama burada seyyarlar var. Açıklamak gerekirse benim dükkanımın kirası diyelim 3 bin TL. Adam yaptırdığı 300 TL. Ben çalıştırıyorum 6-7 kişi personel. Bir istihdam oluşturuyorum.

Tekin ÇELİK : Zararına Sürüm Olmaz

Ben satıyorum 6 TL’den o satıyor 3-4 TL’den. Beni ancak bu fiyat kurtarıyor fakat onun öyle bir sorunu yok. Bir sabit fiyatta yok. 2 TL’ye döner satanda var 4 TL’ye satanda var. Ben mesela bu işi yapıyorum. Az çok maliyetini aklımdan hesaplarım. Derim mesela onun için 50 gram tavuk koysam yeşil soğanından, domatesine, baharatı vs. aklımdan fiyatını çıkarırım. Diyelim 3 TL maliyeti var. Eğer bu adam bunu 2 TL’ye satıyorsa derim yani ya bu işin içinde bir hile var yada kuru ekmek satacak. Sürüm bir kere zararına olmaz. Sürüm karına olur. Örneğin bir ayakkabıcı 100 TL diyelim. Adam sıkıntıdadır ve 50 TL’ye satar. Anlarım. Ama gıdada öyle bir şey söz konusu olamaz. Günlük ürün tedarik ediyorsun. Stok yok. Ayakkabıcı elindekini nakde çevirebilir fakat bizde öyle bir durum yok.

Osman ÇELİKKOL : Zamanla Pazar payınızda düşüyor. Daha az işçi çalıştıracaksınız.

Tekin ÇELİK : Her Geçen Sene Kazançlar Düştü

Her geçen sene bizim cirolarımız düşmeye başladı. Çünkü açtığımız sene Aydında 8-10 tane vardı. Sonra 15 oldu 20 oldu 30 oldu. Bu nedenle de pasta payı düştü. Yeri geldi çalışan personelime kendi cebimden verdim. Çıkarmayı düşünmedim. Öyle bir şey yapsam vicdanım rahat olmazdı. Onların aldığı ücret ile ödemeleri oluyor onları ödüyorlar, borçları oluyor veriyorlar. Eğer çıkartsam bu gençler çok sorun yaşayacaklar diye çıkarmadım. Bilhassa bu Feto olaylarından sonra piyasa baya düştü. Sadece bizde değil bütün her yerde bir durgunluk var. İnsanlar ne yapacağını bilemiyorlar.

Tekin ÇELİK : En Büyük Dezavantaj Büyük Fabrikaların Olmaması

Aydında en büyük dezavantaj büyük fabrika tarzı yerler yok. Dışarıda ailelerin bütün fertleri çalışıyor. Bunlar çalıştıkları için para harcıyorlar. Niye derseniz Anne de çalıştığı için evde yemek yapmıyor. Aile mecbur dışarıdan yiyor. Sonrasında para kazandıkları için harcama yapabiliyorlar. Ama Aydında 1 evden 1 kişi çalışıyor. Bu yüzden evi zor geçindiriyorlar.

Tekin ÇELİK : Aydında Hayat Ucuz

Benim bildiğim ticaret yapılacak en son şehirlerden birisi Aydındır. Aydında hayat ucuz. Pazar ucuz, ulaşım ucuz. Diğer yandan Aydında bir yerden bir yerine arabayla 10 dakika da gidebiliyorsun. Bekar insanlar için Aydın ideal olmayabilir.

Tekin ÇELİK : İzmir’de Buranın 2-3 Katına Satıyorlar ve Talep Çok Fazla

Bir gün 3 kişi geldi buraya. Kokoreç yediler, tanıştık. Nerden geliyorsunuz dedim. İzmirliyiz fakat iş için Denizli’ye gitmiştik oradan geliyoruz dediler. Ne kadar borcumuz dediler. Sonra hatırlamıyorum ne kadar dediğimi de o zaman için olan fiyatı söylemiştim. Dediler abi bir yanlışlık olmasın. Daha biz geçen gün İzmir’de yedik 80 Lira para verdik dediler. Hilemi yapıyorsunuz diyorlar. Hile ile alakası yok. Aydın’ın piyasası bu. Ben burada 1 e satıyorsam İzmir’de 2’yede 3’ede satıyorlar. Talepte çok oralarda. Biz burada 1’e satarken takla atıyoruz. Onlar 2 3 katına satarken ellerinde malzeme kalmıyor. Çoğu insan harcama yapmıyor. Diyor ki önümüz kış dursun kenarda para, ne olacağı belli değil diyor. Ülke durumu belli.

Devam Edecek…

Röportaj : Osman ÇELİKKOL

_dsc4458.jpg_dsc4475.jpg_dsc4481.jpg_dsc4490.jpg_dsc4465.jpgmanset-023.jpg

Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 9577 defa okunmuştur
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Aydın Özel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0544 8148480 | Haber Yazılımı: CM Bilişim